BIST 9.052
DOLAR 32,32
EURO 35,14
ALTIN 2.296,28

Çağımızın hastalığı: Obezite!

Son yıllarda başta gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler önemli bir sağlık tehdidi ile karşı karşıya.

 

Bu tehdidin adı obezite yani şişmanlık!

 

Günden güne hızla yayılan obezite; başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere herkes için bir tehlike.. Kroner kalp yetmezliğinden şeker hastalığına, damar sertliğinden kansere kadar pek çok ciddi hastalık ve erken ölümler obeziteye bağlı gelişebiliyor.

 

Dünya genelinde yapılan araştırmaların sonuçları ise oldukça çarpıcı:

ABD’de 2030 yılında nüfusun neredeyse %100’ünün obez olacağı öngörülüyor.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre de 2015 yılında dünyada 1,5 milyar kişi obez olacak!

Ülkemize gelince, bugün nüfusumuzun %25’i bu sağlık sorunu ile karşı karşıya.

 

Çağımızın hastalığına biyolojik ve psikolojik faktörler neden olabiliyor.

Ancak sosyo-kültürel faktörler hastalığın gelişmesinde son derece önemli bir yer kaplıyor..

 

Zaten hastalığın gelişmiş ve gelişmekte olan toplumlarda gözükmesi de bir tesadüf  olmasa gerek!

 

Teknolojinin hayatımızın merkezine yerleşmesiyle birlikte işlerimizin çoğunu masamızdan kalkmadan yürütebilir hale geldik.

Bilgisayarımızın başında “bir tık” la faturalarımızı ödüyor, market alışverişimizi yapıveriyoruz.

Günden güne her şey daha da “akıllı” hale geliyor.

Hayal gücümüzün sınırlarını zorlayan, yerimizden kalkmadan bir kumandayla yönlendirebildiğimiz aletler hayatımıza iyice yerleşiyor.

Ev işlerini kolaylaştıran yenilikleri neredeyse takip edemez hale geldik.

Yemeklerimiz, yoğun hayat akışı içinde çoğu zaman çalışma masasından bile kalkmadan yapılan “atıştırma” lara bıraktı kendini.

Televizyon ise yaşamımızın “iş dışı” saatlerinin neredeyse tümünü kaplıyor.

Kısacası  fiziksel güce dayalı aktiviteler son derece azalıyor, sağlıksız beslenme alışkanlığı iyice hayatımıza yerleşiyor.

 

Hızla artan çocuk hastalıklarının başında da yine  obezite geliyor. Özellikle 6-17 yaş gurubu arasındaki her beş çocuktan birinin obez olduğu da araştırma sonuçlarından bir tanesi.

 “Mc Donald’s” neredeyse tüm çocukların ödülü oluverdi.

Ders saatlerinin dışında “cipsli kolalı” televizyon ve bilgisayar oyunu saatleri hiç de azımsanacak ölçüde değil.

Ki uzmanlar obezitenin görülme sıklığının 4 saatten fazla televizyon izleyen çocuklarda, 1 saatten daha az televizyon izleyen çocuklara oranla çok daha yüksek olduğunu söylüyorlar.

 

Obezite ile ilgili dünya genelinde önlemler alınmaya çalışılıyor.

Ülkemizde de son zamanlarda konuyla ilgili çalışmalar arttı. 

Geçtiğimiz hafta ortasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Obezite Derneği tarafından düzenlenen "Her yönü ile obezite" konulupanel bu aktivitelerden biriydi. Yapımcı ve sunucu Esra Ceyhan’ın yönettiği ve bir çok uzmanın katıldığı panele ilgi de oldukça yüksekti.

 

Bu konuda uzman ve yetkililere çok iş düşüyor. Gerek kitle iletişim araçları yolu ile gerekse panel, söyleşi gibi aktivitelerle konunun önemine dikkat çekmek ve önlemler konusunda düzenli bilgi vermek gelecek günler için büyük bir yatırım. Ayrıca okullarda sağlıklı beslenmeye ve spor alışkanlığının geliştirilmesine yönelik aktivitelerin de artırılması da gerekiyor.

 

Uzun yaşamak hepimizin arzusu. Ama bu yaşamı sağlıklı ve kaliteli bir şekilde tamamlamak için de biraz çaba gerekiyor.