BIST 9.059
DOLAR 32,38
EURO 34,97
ALTIN 2.325,12

Bu ülkeyi biz kurduk!

“Cumhuriyetin artıları da eksileri de var ama ben en çok kuruluş sonrası Cumhuriyetin kurucuları tarafından cemaatlerin ve hocaların yasaklanması noktasındaki girişimleri haklı buluyorum!”

Gece dostlarla sahur sohbetindeydik.

Her konunun neredeyse gündem yapıldığı bu dost meclisinde kıymet verdiğim, İslamcı kimliği ve siyasi mücadelelerle gazetecilik geçmişi olan bir abimin can yakıcı bir kelamı oldu!

“Cumhuriyetin artıları da eksileri de var ama ben en çok kuruluş sonrası Cumhuriyetin kurucuları tarafından cemaatlerin ve hocaların yasaklanması noktasındaki girişimleri haklı buluyorum!” dedi ve hepimizi üzdü.

“Neden?” diye sorduğumuzda ise; “biz duygusal bir milletiz, bir hocanın peşine takılmış yüz binler insanın aklını kiraya verdiğini ya da sattığını görebilirdik!” gibi isabetsiz bir açıklama yaptı.

Hemen aklıma İskilip Atıf Hocanın idamı geldi.

“Ağabey ne dersin sen!”

“İskilipli Atıf Hocanın idam edilmesinde hayır mı görürsün?” dediğimde dişleri ile alt dudağını ısırarak; “eyvah haklısın galiba kardeşim, yanlış bir kurgu yaptım” dedi.

“Bu kurguyu günümüzde maalesef TV ekranlarında gördüğüm, sosyal medya üzerinde şahit olduğum, Türkiye’nin farklı şehirlerinde sesini çıkarmaya çalışan bir sürü hocadan mülhem söyledim” dedi.

“Üzülüyorum Müslümanların netameli ve ihtilaflı konular etrafında inatçı ve ısrarcı olan hocalara akıllarını kiraya vermelerinden dolayı, bu yüzden düşündüm ki; Cumhuriyet kurucularının yapmış olduğu bu yasaklama olmasa idi bunların sayısı belki de daha fazla olacaktı!”

Bu açıklamasına istinaden birkaç kelam ederek izahat yapmaya çalıştım. Özetle; “O dönemin hocaları tarikat şeyhleri değil ilim adamı olarak canını dinine siper etmiş Allah dostları idi.

Bu necip millet o Allah dostlarının peşlerinde hurafe ve bağnazlıkla değil imanları ile müstefit olabilmenin sevdasındaydılar.

Müstefit olunamayan kanaat önderleri olmadıkça merkez noktadan uzaklaşacağız!”

Allah razı olsun, büyüklük taslamadan hemen son noktayı kendisi koydu; “Kurgum bu şekilde zihnimde oluştu ama anlıyorum ki büyük bir hata yaptım Rabbim affetsin!”

Kavram olarak bakıldığında Cumhuriyet sözcüğü anlamlı ve ulus devletler açısından gerekli olan bir sistem olduğunun tespiti ile ülkemizdeki İslamcıların Cumhuriyet kavramına mesafeli durmalarının sebebinin kuruluş amacından ve kurucularından kaynaklanabileceğini istişare etmiş olduk.

Tanzimat ile temelleri atılan ve devamında Cumhuriyet ile de neticeye varılmaya çalışılan İslam düşmanlığı, Batının bize karşı en büyük savaşı oldu ve olmaya da devam ediyor.

Sohbet esnasında dostumun söylediği üzere tarikat şeyhlerine akıllarını kiraya verenler olduğu gibi Cumhuriyet kavramının İslam karşıtı algısı ile etrafında toplamış oldukları kitlelerin akıllarını satın aldıkları ya da kiraladıkları da aşikâr!

Tanzimat ile başlayan süreci biraz olsun duraksatmaya çalışan Sultan Abdülhamit’e bütün Batı ve Terakkicilerin düşman olmasının sebebi 33 yıl boyunca yapmış oldukları planların akamete uğraması idi.

33 yıl daha vatanı ayakta tutmaya çalışmakla milletini yeniden dinine yönlenmesini arzuladı ama gerçekleştiremedi.

Dünyanın her yerinde olduğu gibi bu coğrafya üzerinde de yaşanılan tarih kayıt altına alınıyor.

Kim ne derse desin bu ülkede bu halka yapılanları tarih kayıt altına almıştır.

Daha düne kadar Kut’ul Emare denilen bir zaferimizin olduğundan kaç kişinin haberi vardı bu ülkede?

Tarihimizi ve inanç değerlerimizi bilmeyen bir millet haline gelmemizde, vakti zamanında bu milleti ve bu devleti yönetenlerin payı büyüktür.

Bu ülkenin derdi çok büyük. Emin olun anlayamayacağımız kadar büyük.

Bu ülkenin derdi üç-beş günlük iktidar olmak değil. Bu ülkenin derdi ebedi bir iktidardır!

“Bu ülkeyi biz kurduk!” naraları ile kendilerini Cumhuriyetçi olduklarından dolayı birinci sınıf vatandaş addedenlere sesleniyorum; iyi kurdunuz da ne oldu?

“Köylere yol mu yaptınız, su mu getirdiniz, hastane mi inşa ettiniz, ne yaptınız?”

Şehirlerde “Polis Devleti”, köylerde “Jandarma Devleti” yok muydu?

Parya muamelesi gören vatandaşlarımızın, sırtlarına her türlü “angarya” yüklenmiyor muydu?

Yokluğun, kıtlığın, yoksulluğun yanında bir de ezansızlıktan dolayı acı çekmiyor muydu Müslümanlar?

Mesele Türkiye Cumhuriyetinin bütünlüğünü yani öz vatanı ve milleti sahiplenmektir sadece kavramsal olarak Cumhuriyeti değil!

Aklı kiraya vermeksizin düşünmek lazım; Batı neden bize karşı bu tavrı aldı?

Neden etrafımızdaki tüm coğrafya karıştı?

Tam da güçlenmeye başlayan bir Türkiye tablosunun etrafında ve tam merkezinde oynanan bu oyunlar çok manidar görünmüyor mu?

Bu ülkede birilerinin ideolojik taraftarlıklarını bırakarak ülke menfaati için hareket edeceği noktasında umudum kalmadığı için bütün yatırımın gençlik üzerine yapılması gerektiğini düşünüyorum.