BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,69
ALTIN 2.499,53

Bizans’ın melekleriyle sidik yarıştırmak…

Bir tarafta Hz. Peygamberin hadislerinin sahihliğini tartışmak adına masaya bir şişe deve sidiği koymakta, diğer tarafta ise şanlı ordumuzun bir neferi olmaktan kaçmak için "bedelli askerlik" teraneleriyle devletlülerimizin kapısını aşındırmakta

Ülkemizde ve İslam coğrafyasında olup bitenleri düşündüğümüzde aklımıza hep Bizans’ın melekleri gelsin!

Etrafımızda olup bitenler bir çağı açıp kapatan İstanbul’un fethi kadar önemli ama bizim halimiz ise meleklerin cinsiyetini tartışan Bizans rahipleri kadar içler acısı…

Fatih Sultan Mehmet, büyük ordusu ve muazzam toplarıyla İstanbul'un surlarını döverken ve şehri fethetmeye ramak kalmışken Bizanslı rahipler meleklerin kız mı yoksa erkek mi olduğunu tartışıyorlardı.

Rahipler, dövülen surların sarsıntısını dahi duyamayacak kadar önlerindeki sözüm ona üretmeye çalıştıkları fikirlerini tartışıyorlardı ama meleklerin cinsiyetlerinin dünya hayatında yaşayan hiçbir kula ne yararı ne de zararı olacaktı.

Rahipler, önlerine toplum içerisinde yaşayan insanların bizatihi muhatap kalmış oldukları meseleler konmuş olsa burun kıvırıyorlardı. Bu diyalektik mesaisi içerisinde ise kendilerini büyük iş yapmış addedip önder kimliğin sahibi olmanın gururu ile dolup taşıyorlardı.

Ve bütün bunlar vuku bulurken surları dövülüyor, bütün ülkede yer yerinden oynuyordu!

Sonuç malum, büyük gurur duydukları imparatorlukları ve şehirleri el değiştirdi...

Kuşatılan coğrafyamız

Günümüzde durum aslında çok da farklı değil. Özelde cennet vatanımız, genelde ise İslam ümmeti yedi düvelin saldırısı altında.

Bir taraftan terör örgütleri ülkemizin bütünlüğüne göz dikerken diğer tarafta başta Kudüs olmak üzere İslam coğrafyası emperyalistlerin zulmü altında kan revan içerisinde.

Oysa ki savrulma ve ölçüsüzlük sebeplerinden dolayı, bedelsiz bir şekilde, oturduğumuz yerden bizim olsun dediğimiz her şeyin bedelini ödeyerek, mücadeleye sahip çıkıp saf birleştirme vaktidir.

İslam dünyasındaki parçalanmalar ve dağılma süreçleri kolonyalizmin operasyonları ile vuku bulmuştur. Her İslam devletinde sömürü güçler; siyasi, iktisadi, idari kısacası hayati açıdan bütün kolları kendilerine bağımlı hale getirdiler.

Sömürü yapmış oldukları İslam devletlerinde fiili olarak bulunmasalar bile etkinlikleri ve sömürülerini devam ettirmekteler.

Sömürü plânlarını ise; Müslümanların birliğini, dirliğini, dinini bozabilmek adına bütün bildikleri ve etki sağlayabildikleri zeminlerde, şer zihniyetleri ile önce dağıtmak sonrasında ise kontrol altında tutmak için yapıyorlar.

Bütün problemler, Müslümanları ya yollarından saptırmaya ya da derin yaralar açan sonuçlara sebebiyet verir durumda.

Müslüman halkın kimlikli bir şekilde, şahsiyeti oturmuş, kendi kararlarını verebilen, yatırımlar, öğretiler, yenilikler üretebilen güçlü millet haline gelmesini, oluşturmuş oldukları kolları aracılığı ile engelleyip yok olmasının zemininin hazırlığı içerisinde oldular.

Ümmetin faydası nerede?

Tüm bunlar olurken dünya Müslümanlarının umudu olan bizler ne yapmaktayız?

Bir tarafta Hz. Peygamberin hadislerinin sahihliğini tartışmak adına masaya bir şişe deve sidiği koymakta, diğer tarafta ise şanlı ordumuzun bir neferi olmaktan kaçmak için "bedelli askerlik" teraneleriyle devletlülerimizin kapısını aşındırmakta, kamuoyu oluşturmaya çalışarak milletin enerjisini boş yere heba etmekteyiz.

Mehmet Görmez Hoca’nın çok güzel bir söylemi var; “Küresel Siyonizm, gözlerini bize dikmiş duruyorken tarihin sayfalarında kalmış ihtilaflı konuları gündeme taşımanın kime ne yararı var?”

Elbette ki bunlar hiç olmasın demiyoruz. Tabii ki tartışalım, tabii ki isteklerimizi dile getirelim ama bunu haçlı güruhu boğazımıza bıçağını dayadığı bir zamanda yapmayalım.

Yahudilerin kadınları bile askerlik yapıp mazlum Filistin halkına zulmederken "bedelli askerlik" talebiyle ortaya çıkmaktan ar edelim. Elin oğlu atomu parçalarken, her gün evrende yeni bir gezegen keşfederken "deve sidiği"nde boğulmayalım...

Artık Bizans’ın melekleriyle sidik yarıştırmaktan vazgeçip daha ciddi konularla ilgilenmenin zamanı gelmedi mi?

Allah aşkına söyleyin ümmetin deve sidiğinden daha önemli tartışacak bir konusu yok mu?

Siyonizm’in kadınları bile askerlik yaparken bizim “bedelli askerlik” taleplerinden daha önemli taleplerimiz olmayacak mı?  

Artık ümmetin derdine deva olacak, milletin kanayan yaralarını saracak, İslam coğrafyasını ayağa kaldıracak dünya çapında projeleri konuşma vaktimiz geldi de geçiyor bile…

SOSYAL MEDYADA TAKİP İÇİN: