BIST 9.783
DOLAR 32,52
EURO 34,97
ALTIN 2.435,27

Başbakan "katil" olmadan...

Başbakan Erdoğan Cumartesi günü İnternet Medyası'yla biraraya geldi.

Başbakan Erdoğan, Cumartesi günü İnternet Medyası'yla biraraya geldi.
 
Toplantıya damgasını vuran ise Erdoğan'ın " "Ben yorumlara bakmıyorum ama geçenlerde getirmişlerdi bir gözatıyım dedim. Ben kendimden utandım, çünkü oradaki ifadeler hakaret de değil. Ailemden geçmişimden geleceğime öyle küfürler vardı ki bunların tarifi mümkün değil. Bunlar insanı katil bile yapar" sözleri oldu.

Yani kısacası Başbakan internette yapılan yorumlardan oldukça dertli.

Hatta "Bunlar insanı katil bile yapar" diyecek kadar dertli!

Bir anlamda dert dinlemek için gittiği toplantıda dert yanacak kadar
dertli!

İnsan düşünmeden edemiyor; madem bu kadar dertli bu konuda neden bu zamana kadar bir adım atmadı?

Sorunların çözümü için en yetkili merci olan Başbakan, katil bile olunabileceğini söylediği bir konuda yıllardır neden sessiz kaldı?

Bu zamana kadar bu konuda yasal bir düzenlemeyi geçelim, bunun alt yapısını oluşturacak adam gibi bir çalışma bile yapılmadı. Yapılanların sayısı da bir elin parmaklarını geçmeyen sonuçsuz çalışmalar.

Başbakan şikayetlerinde sonuna kadar haklı.

İnternet medyası içerisinde bu işi ciddiyetle yapan siteler özellikle yorumlar konusunda zaten oldukça titizlikle çalışıyorlar. Fakat tek başına bu yeterli olmuyor.

İnternet Türkiye'ye geldiğinden beri inanılmaz bir hızla büyüyor fakat hukuksal alan hala bomboş. Ortada ne bir yasa var ne doğru düzgün bağlayıcı bir yaptırım.

İnternet medyası bu konuda Başbakan'dan bir adım bekliyor. Başbakan ise dönüp onlara yorumcuları şikayet ediyor. Üstüne de
" bunu siz edite edeceksiniz"
diyor.


Başbakan'ın konuşmasında ilgimi çeken bir yer daha oldu.

Başbakan, özellikle küfür ve hakaret içerikli yorumları kastederek "bunların bizim toplum yapımızla uzaktan yakından alakası yok" dedi.

Doğrudur.

Fakat arkasından "Büyük ihtimalle bunlar belki üniversite gençliği" diye bir yorum yapmasına da anlam veremedim.

Üniversite gençliği Cumhurbaşkanı'na, Başbakan'a pervasızca hakaret edebilecek potansiyelde mi yetişiyor? Yoksa  "bunlar gençler, deli akar kanları, bi anlık gaza gelip klavyeden rahatlıkla sallayabilirler mi?" demek istedi.

Ucu açık...

Fakat Başbakan'ın, internet üzerinden gelen bu pervasızca akının faillerinin üniversite gençliği olabileceği yolunda bir tahmini olduğu da açık.

Senelerdir neredeyse "bize bir yasa!" diye yalvarır hale gelen İnternet medyası için, toplantıya katılan Hüseyin Çelik "hükümet olarak internet gazeteciliğini desteklediklerini" söyledi.

Hükümetin bu zamana kadar internet gazeteciliğini gönülden desteklediğini kimse inkar edemez. Çünkü somut hiç bir adım atılmadı. Bu da desteğin sadece gönülden olduğunu gösteriyor.

2010 yılına kadar gönülde kalan bu desteğin yeni yeni somutlaştığını görmek kusura bakmayın ama sevindirici değil. Aksine acı...

Kısa zaman önce yaptığımız küçük çaplı bir araştırma bize ne iktidar partisi olan AK Parti içinde ne de Meclis içerisinde internet gazeteciliğiyle alakalı herhangi bir kıpırdanmanın dahi olmadığını gösterdi.

Hatta konuştuğum milletvekilleri , komisyon başkanları " valla ben bilmiyorum, biz de öyle bir çalışma yok, yapan var mı onu da bilmiyorum" dedi. Herkes topu birbirine attı ve konuyu sahiplenen bir kişi de çıkmadı.

İnternetle ilgili çok büyük bir yasal boşluk var. Fakat İnternet gazeteciliğinde böyle bir sorun yok. Çünkü boşluk olabilecek bir yasası bile yok!

Bu zamana kadar kendi yağıyla bile kavrulamamış bir alanın ancak dibi tutunca mı bir şeyler yapılacak merak ediyorum doğrusu.

Anlayacağınız ben de çok dertliyim.

Yorumcu dertli...

Editör dertli...

Patron dertli...

İnternet medyası dertli...

Artık Başbakan'da dertli olduğuna göre, bu toplantıdan sonra bir şeyler değişir herhalde.

Ya da şöyle söyleyeyim " Başbakan katil olmadan değişse iyi olur!"