BIST 9.525
DOLAR 32,59
EURO 34,73
ALTIN 2.498,39

Az kaldı İstanbul yeniden Fethediliyor

Bu geçişle birlikte İstanbul’a yani Türkiye’nin kalbine ilke defa namahrem eli değmiş oldu.

İstanbul, Peygamberin müjdesine muhatap olan güzel şehir.

İstanbul fethedildikten sonra ya fethin muhafazası yapılmak zorunda kalındığı yıllar oldu ya da yeniden fethedilmesi gereken zamanlar oldu.

Cumhurbaşkanımızın Kongre Merkezinde dile getirdiği gibi; “İstanbul Türkiye’nin özeti demek.”

İstanbul fethedildikten sonra bir kez daha kurtarılmaya ihtiyacı var.

Oyunlarla, hilelerle İstanbul’u “alamasak bile işgale zorlayalım” entrikalarıyla İngilizler her daim devrede oldular.

Tabi bu oyunların oynanabilmesi için içimizdeki dönemin hainleri ile birlikte bu oyunları kurdular.

İstiklal mücadelemizden dem vurur dururuz yıllarca.

İzmir’de Yunanlılara karşı savaşırken ve bütün dikkatimizi bu noktaya verdiğimiz zaman sularında nedense İngilizler içimizdeki alçakların yardımıyla çok rahat İstanbul’u işgal altına almaya çalışıyorlar.

Daha komiği ve üzücü olanı ise o yıllarda bir askeri birliği yan yana getiremeyecek kadar güçsüz olan Yunan nasıl oluyor da İzmir’de bizimle mücadeleye girebiliyor bu da muamma!

Birileri Yunanı destekliyor İzmir’de bizi oyalayabilmesi için ve İstanbul işgal edilmeye çalışılıyor.

İngilizler tarafından silah desteği verilerek Yunanlılar zaten diş geçiremedikleri Türklere karşı fırsat yakaladıklarını düşünüyor.

Neredeyse bütün dünyaya karşı savaş verip püskürttüğümüz ve 250 bin şehit verdiğimiz Çanakkale zaferine rağmen kaybettiğimiz Birinci Dünya savaşı sonucu İngilizler İstanbul’u işgal ettiler.

Mondros Ateşkes antlaşmasına göre ülkemizin birçok yeri işgal altına alındı.

1918 de İstanbul’a girildi ve Boğazlar silahsızlandırılarak 250 bin şehidin kanı pahasına geçit vermediğimiz Çanakkale den geçen işgal güçleri payitahta gelmiş oldular.

Bu geçişle birlikte İstanbul’a yani Türkiye’nin kalbine ilk defa namahrem eli değmiş oldu.

Osmanlı başkentine ve dünya Müslümanlarının Hilafet Merkezi’ne ilk kez yabancı askerler girmiş oluyordu.

Resmi tarih kaydı: “İtilaf Devletleri donanmaları 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması'na dayanarak 13 Kasım 1918'de Haydarpaşa önlerine demirleyip İstanbul’a girdiler. Fiilen gerçekleşmiş olan işgal, 16 Mart 1920 günü resmi işgale dönüştü.”

İngilizlerin oyunu ile biz Yunanla İzmir’de mücadele ederken aslında İngilizler İstanbul’u birilerine hediye etmiş oldular.

Hediye etmiş oldu diyorum çünkü nedense İngilizler bir den üç yıl sonra bayrağımızı selamlayarak işgali bıraktıklarını söyleyip kendi arzuları ile İstanbul’u terk ettiler!

Her tarafı gariplik kokuyor değil mi?

Hemen arkasından Ankara’dan gelen Türk ordusu bayrağı teslim alıyor ve İngilizleri göndermiş oluyor.

Yani işin aslı şu; Osmanlının başkenti İstanbul’u teslim alıyorlar. Yani artık Osmanlının bir başkenti yok!

Hilafet merkezi İstanbul artık başkent değil!

İngilizler bir sürü şart ile gittiler gönül rahatlığıyla.

Bunları yazabilmek için bir tarihçi olmaksızın doğru kaynaklardan tarih okumalarının yapılıyor olması yeterli.

Yazılarımı takip edenler bilir, çoğunluğunda İngiliz-Yahudi Medeniyetini zikrederek pürmelalimizi anlatmaya çalışırım yakın geçmişimizi iyi anlayabilmek için.

Peygamber müjdesine nail olmuş İstanbul 1918’den beri sürekli muhafaza edilmesi gereken şartlar arasında yaşadı günümüze kadar.

Türkiye’nin darbeler tarihine bakıldığında öncelik İstanbul’un işgal şartlarının güçlendirilmesi oldu!

Fiziki ve manevi işgal altında tutulmaya çalışılan İstanbul’un kurtulma emaresi olduğu zamanlar hemen darbeler devreye sokuldu.

Kanaatim 28 Şubat darbesi de İstanbul’un işgali merkezliydi.

Son yıllarda yaşanan güzel sonuçların olduğu ülkemizde İstanbul’un muhafazası biraz daha kuvvetlendirilmiş durumda.

İstanbul yeniden fethi için genç neslin fethinin gerçekleşmesi gerekiyor.

Siyasi yönetimin gayretleriyle peki tabi çok güzel sonuçlar alınıyor lakin bütün bir İstanbul olarak gençliğimizin fetih mücadelesinde saflarımızı sıklaştırmış vaziyette seferde olmalıyız.

Yapılan çalışmalar bütün gayretler; “az kaldı İstanbul yeniden fethediliyor” dedirtiyor.