Atatürk İlkeleri
Ben her fırsatta, Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün bizlere gösterdiği doğrulara değinmeye çalışıyorum...
Ben her fırsatta, Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün bizlere gösterdiği doğrulara değinmeye çalışıyorum. Gerek buradaki, gerekse başka gazete ve blog sitelerindeki eski yazılarıma bakarak bunu görebilirsiniz. Ancak bütün bunlara rağmen bizim yazılarımızda değinmeye çalıştığımız yerlere, ülkemizin en önemli yazarlarından bazıları daha yeni gelmeye başladı. Neyse geç olsun, güç olmasın. Buna da şükür...
Bugün, Atamızın İlkelerine bakalım istiyorum. Kendi yaptığım mini ankette gördüm ki, bu ilkeleri bilen ama açıklayamayan ya da hepi topu 6 ilkeyi sayamayanlar var. Bu konu üzerine mesai yapmakta fayda görüyorum. Çünkü ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine hatta daha yukarısına çıkarabilmemizin yolu bu ilkelere bağlı kalmaktan geçer.
Cumhuriyetçilik
Cumhuriyetçilik; tüm ilkeler içerisinde ana ilke olarak yerini korumaktadır. Cumhuriyetçiliği bu denli önemli kılan özelliği ise, egemenliği millete vermesidir. Ülkenin yönetiminde tek söz sahibi millettir. Şüphesiz ki, bu en çağdaş yönetim şeklidir. Konuyla ilgili Atatürk'ün çok önemli iki sözü vardır:
"Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar yok olur"
Milliyetçilik
Cumhuriyetçilik ruhuna uygun olarak milli birlik ve berabeliği tahsis etmek son derece önem arz etmektedir. Şayet millet olma ruhuna sahip olmazsak, ülkemizi daha güçlü ve refah düzeyi yüksek bir ülke haline getiremeyiz. Bu sebeple birlik ve beraberlik içerisinde bulunmak son derece önemlidir.
Atatürk bu ilkeyi şöyle açıklamaktadır:
"Türkiye Cumhuriyeti sınırları dahilinde yaşayan, Türk dili ile konuşan, Türk kültürü ile yetişen, Türk ülküsünü benimseyen her vatandaş, hangi din ve mezhepten olursa olsun Türk’tür, Türk Milliyetçisidir."
Halkçılık
Halkçılık ilkesine göre, sınıf ayrımı asla yapılamaz. Herhangi bir şekilde yasalar önünde bir kişinin, başka bir kişiden üstünlüğü savunulamaz. Her vatandaş yasalar önünde eşit olduğu gibi akla gelebilecek başka herhangi bir sınıflamanın yapılması da hiçbir şartta kabul edilemez.
Devletçilik
Devletçilik ilkesini özellikle ekonomik alanda ele almak gerekir. Devlet sermayesinin, ülkenin kalkınması adına kullanılmasını söyler. Sermaye ile yatırımların yapılması, bu yolla gerek vatandaşa istihdam imkanı gerekse ülkeye hızlı kalkınma imkanı sunmayı hedefler. Bu ilke hiçbir şekilde katı devletçilik anlayışla benzeşmemektedir. Her şartta vatandaşların huzuru ve kişisel haklarını korumak ve geliştirmek amaçlıdır.
Laiklik
Laiklik ilkesi; din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması demektir. Din bir vicdan işidir. Dolayısıyla bir kişiye inançlarından ötürü pozitif ya da negatif ayrımcılık yapılamaz. Bu ilkeyi dinsizlikmiş gibi göstermeye çalışmak en hafif tabiriyle saçmalıktır. Atatürk, her daim dine saygılı olmuştur. Öyle ki, Atatürk'ün arzusuyla yapılan 10 ciltlik Kur'an-ı Kerim tefsirini hatırlamak gerekir. Atamızın isteği ile Elmalılı Hamdi Yazır hoca efendi tarafından tam 12 yılda hazırlanmış çok önemli bir eserdir.
İnkılapçılık
Bu ilkeyi şöyle açıklamak gerekir sanırım: Türkiye Cumhuriyetinin her alanda daha ileri gitmesi için her daim çağdaş ve kullanışlı müesseselerin kurulmasını söyler. Atatürk: "Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılapların amacı, Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağımıza uygun, bütün mana ve şekilleriyle uygar bir toplum haline getirmektir. Türk İnkılabı’nın temel prensibi budur" demiştir.
Şüphesiz, önemli tarihçilerimizi okuyarak ya da çok değerli devlet kurumlarımızın kaynaklarına göz atarak Atatürk İlkeleri hakkında daha detaylı bilgiye sahip olabilirsiniz. Ben, bu konudan tamamı ile habersiz olanlar için bir şeyler yazmaya çalıştım. Dileğim o ki, bu yazıdan sonra heves edip daha detaylı araştırmalar yapmalarıdır.
Sağlıcakla kalın...