Zeybek'ten çarpıcı açıklamalar

Abone ol

DP'nin yeni Genel Başkan Adayı Namık Kemal Zeybek İnternethaber'e konuştu

Demokrat Parti 15 Ocak'ta kongreye gidiyor. Yeni Genel Başkanı'nı seçecek olan Demokratik Parti'de esen Tansu Çiller rüzgarı ise Çiller'in "aday değilim" sözleriyle yönünü başka bir tarafa çevirdi. Kongreye sayılı günler kala kimlerin aday olacağı merak edilirken sürpriz bir isim adaylığını açıkladı. Eski Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek...

Adaylık süreciyle ve hakkındaki iddialarla ilgili İNTERNETHABER'e konuşan Zeybek "ekseninden kaymış gibi görünen DP'yi eksenine oturtmak için aday oldum" dedi. Otuz yıldır merkez sağda siyaset yapan Namık Kemal Zeybek adaylığının Aydın Doğan'ın bir manevrası olduğu iddialarına ise sert cevap verdi. İşte DP Genel Başkan adayı Namık Kemal Zeybek'in hem DP'ye hem de gündeme ilişkin açıklamaları...


AYDIN DOĞAN'LA VAROLMADIM!

Daha DP'den aday olacağınızı açıklamadan hakkınızda "Doğan Grubunun merkez sağdan beklentileri için aday olacak, Cindoruk'la görüştü ve onay aldı" gibi şeyler yazıldı, konuşuldu. Bu iddialara ne diyorsunuz?

Bu Partinin adı Demokratik Parti. Bu parti Türkiye'de demokrasinin temsilcisi olan bir parti. Birinci önceliği demokrasi olan bir partinin genel başkanı da tayinle göreve gelmez ve ben bunu kabul etmem. Sayın Aydın Doğan'ın, Sayın Cindoruk'un ya da Sayın Demirel'in tayini ile gelmiş bir genel başkanlık benim anlayışıma uygun değil. Ben Aydın Doğan'ın bacanağı olduktan sonra toplum içinde bir yerlerde varolmuş bir insan değilimki. Ben Türkiye Cumhuriyeti'nde 33 yaşında müsteşarken Aydın Doğan da daha kimsenin adını bilmediği değerli bir iş adamıydı.

Aydın Doğan benim bacanağım evet ama zaman zaman siyasi tutumlarımız bağdaşabilir zaman zaman bağdaşmayabilir. Sözgelimi 28 Şubat sürecinde o muhalifti bizim içinde bulunduğumuz hükümete, biz de bize muhalif olanlara muhaliftik. Ama bu bir siyasetti, şahıslarla ilgili bir şey değildi.

Şimdi benim aday olacağımdan haberi yoktu. O benim adaylığımı televizyondan duymuştur. Sayın Demirel ve Cindoruk da vatandaşlar nasıl duysa öyle duymuşlardır. Şaşırtıcı ama gerçek bu.

GENEL BAŞKAN OLMAYA ÇOK YAKINIM

Cindoruk'la görüşmenizde adaylığınızla ilgili bir şey konuşmadınız mı?

Hayır konuşmadım. Aklımda vardı ama kesinleşmemişti. Kesinleşmesi için olayların gelişmesini bekledim. Tansu Hanım'ın adı geçiyordu, İlhan Bey'in adı geçiyordu. Ortama baktım sonunda kararımı verdim ve adaylığımı açıkladım.

Tansu Hanım aday olsaydı yine de aday olur muydunuz?

Düşünürdüm o zaman. Şu anda bir Tansu Hanım rüzgarı esiyor partide. Dolayısıyla eğer büyük çoğunluk Tansu Hanım'ı destekleyecekse ve kazanma şansımız düşükse neden aday olalımki.

O zaman şimdi şansınızı çok yüksek görüyorsunuz?

Şu anda kendimi genel başkan olmaya çok yakın görüyorum. Ama bugün böyle. Yarın başka bir gün ne olur bilemeyiz.

Sizin genel başkan olmanız halinde bir çok küçük partinin de DP'de birleşeceği söyleniyor. Böyle bir hedef var mı?

Bu olabilir ama bizim asıl meselemiz bu değil. Biz DP geleneğinden geliyoruz. Ben ANAP'tan milletvekili ve Bakan oldum, sonra DYP'den milletvekili ve Bakan oldum, Süleyman Demirel'in de 4 yıl Büyükelçi sıfatıyla Başdanışmanlığını yaptım. E şimdi birleşen DYP ve ANAP. Bunun adı Demokrat Parti oldu, demekki başa döndük. Benim de birleşme kavramına uygun bir siyasi kişiliğim var.

CHP ZİHNİYETİNİ KILIÇDAROĞLU DEĞİŞTİREMEZ

Aktif siyasete neden geri döndünüz?


Türkiye'de CHP ve onların kadrosu İsmet İnönü'yle gelen faşist demokrasi anlayışından kurtulamıyorlar. Yani onların izin verdiği kadar demokrasi. Kılıçdaroğlu'nun gelmesiyle çok bir şey değişmez, çünkü zihniyet aynı zihniyet. CHP zihniyeti, Kılıçdaroğlu'nun falan değiştirebileceği bir zihniyet değil. Kılıçdaroğlu'nu aşan şeyler var ortada.

İktidar ise Cumhuriyet'in bütün kazanımlarını yok sayan, dışarıdan getirilen projeleri Türkiye'de uygulamakla kendisini yükümlü hisseden ve bunun adına demokrasi diyen bir zihniyet. Sayın Başbakan son yıllarda söyleyegeldiği sözlere bir tüy dikti. Bizim İstiklal Marşımızın yazarı Mehmet Akif Türk müydü, Kürt müydü, Arnavuttu. Bizim İstiklal Marşımızı bir Arnavut yazdı dedi. Ardından da ekledi Mehmet Akif ırkçılığı reddeder. Ama bu senin söylediğin ırkçılık zaten Sayın Başbakan. Bir insanı eğer anadiline ve atalarının kökenine göre Kürt, Türk, Arnavut diye nitelendiriyorsan ırkçılık zaten bu.

BAŞBAKAN AYRIMCILIK YAPIYOR

Israrla Türkiye'de onlar var şunlar var bunlar var diye ayırıyor. Halbuki Türklük bir çatı kavramdır. Türkiye'de halkın yüzde 86'sı biz Türküz diyor. Benimsemeyen bir grup varki onların zaten ayrı bir siyasi partileri var. Bir ülkenin Başbakanı ısrarla sen Türk değilsin Arnavutsun diyorsa bu ayrımcılıktır. Bölücülerin hoşuna gitsin diye siz bölücüler dışında kalan büyük bir kitleyi bölerseniz siz de başka türlü bir bölücülük yapmış olursunuz.

Türkiye'de hem Cumhuriyet'in kazanımlarını koruyacak, hem de demokrasi konusunda olabildiğince açılımcı olabildiğince demokrat bir partiye ihtiyaç var. Bu da Demokrat Parti. Benim genel başkanlığa aday olmaktaki amacım bu dengeleri yerli yerine oturtmak. Ve bunun yapılacağı en iyi yer Demokrat Parti diyerek adaylığımı açıkladım.

GÖREV İSTEDİM CİNDORUK VERMEDİ

Benim partiye üyeliğim genel başkan olmak için değildi. Görev istedim, Sayın Cindoruk'tan. Fikirlerimi, enerjimi, gücümü kullanabileceğim bir görev verin dedim ama beni GİK'e bile almadılar. Sayın Cindoruk listemde vardınız ama çıkarmışlar diyor, ne demekse o?

Şimdi ise Cindoruk aday değilim, tarafsız kalacağım diyor. Ben de adayım diyorum.

Sayın Cindoruk son dakika fikir değiştirip aday olur mu sizce?

Olabilir. Şimdi aday değilim dedi ama daha önce "kesin mi aday olmama kararınız?" diye sorulduğunda "siyasette kesin diye bir şey yoktur" demişti. Çok doğru söyledi. Uygun görüp aday olabilir. Benim aday olmak hakkım kadar onun da aday olmak hakkı var ama o kadar. Ne fazla ne eksik.

Demokrat Parti'nin ekseninden sapmış gibi görünen fikriyatını eğer biz dosdoğru anlatabilirsek oylarımızın hızla artacağına inanıyorum.

DP ERGENEKON'UN AVUKATI GİBİ GÖRÜNÜYOR

Demokrat Parti ekseninden kaydı mı?

Demokrat Parti merkez sağ bir partidir. Şimdi ise CHP ile aynı çizgide görünüyor. Mesela Ergenekon davası ile ilgili fikir beyan etmeyi doğru bulmuyorum. Yargıya intikal etmiş bir durum var ortada. Sayın Cindoruk'un avukatlık kimliği dolayısıyla belki de Ergenekon süreciyle ilgili sürekli görüşlerini söylüyor. Söyleyince de Ergenekon'un avukatı gibi görünüyor. Ama bütün siyasi çizgisi boyunca askeri darbelerden zarar görmüş ve demokrasiyi Türkiye'de yerleştirmeye çalışan bir harekette bu söylem ister istemez sıkıntı meydana getiriyor ve halkla bütünleşme de hareketin önünü kapatıyor. Fikriyatla yetişmiş tabandan hareket kopuyor.

BEN BU KADRODAN 10 KABİNE ÇIKARIRIM

Çok güçlü bir teşkilat var DP'de. Geçen sayın Cindoruk'un yemeği vardı 7 Ocak'ta. Şöyle bir baktım salona 10 tane kabine çıkarırım ben bu salondan dedim. Ve bu kabinenin içinde milliyetçi yönü ağır basan var, maneviyatçılığı ağır basanlar ya da öyle olmayanlar, liberal kimliği daha ağır basan insanlar var. Ve bu kadrolardan 10 tane kabine çıkarmak mümkündür. Yapılması gereken bu kadroları halkla bütünleştirmek işte o zaman tam eksenine oturur Demokrat Parti.

Günün Önemli Haberleri