Ufak Uras'ın Kandil için tatil hayali!
Abone olEski milletvekili Ufuk Uras barış sürecinin ardından Kandil'in tatil merkezi olacağını iddia etti.
Geçtiğimiz dönem BDP destekli olarak Meclis'e giren Ufuk
Uras, Milat gazetesinden Nil Gülsüm'e verdiği röportajda önemli
açıklamalarda bulundu. CHP'ye yönelik sert eleştirilerde bulunan
Uras, "Kılıçdaroğlu'na çok büyük bir umut bağlandı, fakat kısa süre
içinde bir balon olduğu ortaya çıktı" dedi.
ÖDP Genel Başkanlığı da yapan Ufuk Uras, sosyalist camianın önde gelen temsilcileri arasında yer alıyor. Çözüm sürecine ilişkin açıklamalarda da bulunan Uras, sorunun çözülmesi halinde Kandil'in tatil merkezi olacağını ileri sürdü.
İşte Uras'ın o çarpıcı açıklamaları;
"KANDİL TATİL MERKEZİ OLACAK"
Müzakerelerin başlangıcından itibaren Öcalan'ın hareket
üzerindeki etkisi tartışıldı, hâlâ da tartışılıyor. Öcalan'ın
otorite eksikliği gibi bir risk var mı sizce?
Kürt siyasi hareketinde böyle bir problem olmaz. Öcalan iradesine
hem Avrupa hem de Kandil tabi olur. Süreç salimen işleyecektir. Bir
süre sonra Kandil de bir turizm merkezi haline gelecektir. Yaz
tatilleri, kış tatilleri yapılacak noktaya gelecektir.
Akil insanların isimleri henüz kamuoyuna açıklanmasa da
belli oldu. Bu ekip nasıl bir vazife yüklenmeli?
Akil insanlar dediğimiz ekip ihtiyari bir yapılanmadır, siyasi
değil. Esas görev TBBM'ye, hükümete ve partilere düşüyor. Akil
insanlar grubu siyasetin yerine ikâme edilecek bir oluşum değildir.
Çok abartmaya gerek yok. Bu arada memlekette epey akil adam
olduğunu da gördük. Öte yandan sürece ket vurmak isteyen 'akılsız
insanlar'ın da olduğunu gördük.
"ÇOK ACEMİCE NUMARALAR"
Ertuğrul Özkök geçtiğimiz günlerde Türklerin Kürtleri
sevmediğini, hatta büyük bir kesimin 'Kürtleri sabun yapalım' diye
düşündüğünü yazdı. Sahiden de Türkler Kürtleri sabun mu yapmak
istiyor?
Bu görüşe hiçbir şekilde katılmıyorum. Böyle düşünen istisnalar
vardır muhakkak, ama ana halkın birlik, beraberlik barış içinde
yaşamak istediğini düşünüyorum. Eğer Özkök'ün dediği oranda bir
durum olsaydı, Türkiye şimdiye dek çoktan bir iç savaşa giderdi. Bu
toplumsal mühendislik girişimi, bir takım 'öcüler' üreterek
statükonun devam etmesinden yana tutum aldırmaya çalışıyorlar, ama
çok acemice numaralar. Bu analizlerin ciddiye alınır hiçbir yanı
yok.
Barışın sağlanması kimlere yarayacak?
Anahtar cümlemiz 'barış hasatı' ve bu hasat herkese yarayacak. Bir
tek zararlı ot gübreleme siyaseti yapanlara yamayacak. Bu siyaseti
yürütenlerin de Türkiye'nin geleceğini belirlemede bir şanslarının
olmadığını düşünüyorum
"KILIÇDAROĞLU UMUDU BALON GİBİ SÖNDÜ"
Dünyada 'Sol' güç kazanırken, Türkiye'de neden kan
kaybediyor?
Biz o yenilenmeyi yapamadık. AK Parti, Refah Partisi geleneğinden
gelerek yenilendi. Bizim de Refah Partimiz CHP, Erbakan'ımız da
Deniz Baykal'dı. Kılıçdaroğlu'na çok büyük bir umut bağlandı, fakat
kısa süre içinde bir balon olduğu ortaya çıktı. CHP, referandum
sürecinde bile 12 Eylül anayasasına sahip çıktı. Bırakın da buna
Evren sahip çıksın. Referandumda 'Evet' kararı çıkmasaydı, CHP 'Ne
güzel, 12 Eylül anayasasının değişmemesini sağladık' diye
sevinecekti. CHP'nin pusulası yanlış olduğu için hiçbir rüzgâr
yaramıyor. Pusulaları da 12 Eylül rejiminin kazanımını cumhuriyetin
kazanımı olarak takdim etmek.
Doğru pusula nedir?
Mesela başörtüsü yasağı Kenan Evren ve Doğramacı zamanında
üniversitelere geldi. Biz neden üniversitelerde kılık-kıyafet
yasağını savunalım? Biz her türlü özgürlüğün savunucusu olmalıyız.
Yasakları savunmak solculuk zannedildi. 'Herkes istediği gibi,
istediği kimlikle yaşasın'ı savunduğunuz zaman anlamlı. Kenan
Evren'in, Doğramacı'nın yasaklarını solun argümanı olarak görmek
yanlıştır. Bunu da zaten artık kimse yutmuyor. Kılıçdaroğlu'nun
söylediği bir şey yok, açıklamaları sadece laf yetiştirmek
üzerine.
"KILIÇDAROĞLU UZATMALARI OYNUYOR"
Nasıl yapıyor bunu?
'İsrail Türkiye'den özür dilesin' diyorlar. Dilediğinde de 'Niye
özür diledi!' diyorlar. Burada ne öneriler önem kazanıyor. Oysa ki,
İsrail'in özür dilemesi iyi bir şeydir. Kürt meselesinde Erdoğan'ın
söylediğine göre tavır almak yerine bu meselenin çözümünde 'Bizim
önerimiz şu şekildedir' diyerek kendi önerilerini sunmalı. CHP, en
temel şeylerde bir şey söylemiyor. CHP, şark kurnazlığı yapmaya
çalışıyor. Kılıçdaroğlu, uzatmaları oynuyor. Önümüzdeki yerel
seçimlerde de bu büyük bir skandala dönüşecek.
DEVLET BAHÇELİ'NİN SÖYLEMLERİ
MHP'nin aldığı konum peki?
MHP ise kategorik olarak süreçten memnun olmayanların oyunu almayı
amaçlıyor; alabilir de. Herkesin desteklemesi de gerekmiyor, ama
Devlet Bahçeli bence 'Vur de vuralım' sloganına, 'Onun da zamanı
gelecek' diyerek bence siyasi hayatını bitirdi. Bu sözler bu
yüzyılın sözleri değildir. Bu siyaset, soğuk savaş döneminin
siyasetidir. Bugünün makul insanı, Bahçeli'nin bu sözlerine makul
bakmıyor. Bu tavra düdüklü tencerenin gazını almak gibi bakılamaz.
Bunlar çok tehlikeli retoriklerdir.