Süleyman Soylu'dan Demirtaş için olay iddia
Abone olTrabzon milletvekili adayı Süleyman Soylu, Aydın Doğan ve Selahattin Demirtaş hakkında olay yaratacak açıklamalar yaptı. Soylu "Aydın Doğan terörün türevidir' dedi.
TRABZON - HADİ ÖZIŞIK
AK Parti MKYK Üyesi ve Trabzon Milletvekili Süleyman Soylu
internethaber.com'a flaş açıklamalar yaptı. Hadi Özışık'a konuşan
Süleyman Soylu, Selahattin Demirtaş için 'terörün sözcüsü' derken
Aydın Doğan hakkında ise ağır konuştu. Süleyman Soylu, "Aydın Doğan
terörün bir türevidir. Aydın Doğan, terörü koordine edenlerden yana
tutum sergiliyor" dedi.
Trabzon'da seçim çalışmalarını sürdüren Süleyman Soylu'nun Hadi Özışık'a yaptığı açıklamalar şöyle;
Ne değişti?
Şöyle 7 Haziran'a bakarak bu seçim değerlendirilemez. Bu seçimde
her bir oyun kendin ait değerlendirilmesi baştan yapılmaktadır.
Muhakkak ki sıkı taraflar vardır, muhakkak ki tarafsızlar vardır ve
kararsızlar vardır. Şimdi çok şey değişti son dört ay yani son 4 ay
bize eski Türkiye'nin nasıl bir şey olduğunu ve hangi dinamikler
üzerinde yürüdüğünü bir kez daha gösterdi.
İnsanlar gördü mü?
Tabi, eski Türkiye bileşenlerinin nereden oluştuğunu
tekrar gördü, milletimiz gördü 7 Haziran'dan sonra değişen bir şey
daha var. Ak Parti özellikle 7 Haziran süreci ve 7 Haziran'la
ilgili iyi bir değerlendirme yaptı ve bu değerlendirmeden sonra 1
Kasım'a doğru bir hazırlık yaptı.
Türkiye'de 7 haziran öncesi ve sonrası bir önemli ayrım daha söz
konusu. Türkiye'de AK Parti'yi 7 Haziran öncesinde de 7 Haziran
sonrası da demokrasi dışılığa davet ettiler. AK Parti bu daveti
redetti, "çözüm sürecine" demokrasi için sahip çıktı. Yani eski
Türkiye 'de olduğu gibi meseleleri şiddetle değil, meseleleri
demokratik irade ile milletle, kendi milletiyle olan bağını ve
kendi milletine olan yürüyüşünü sandıklarla ve reyle çözdük. Bir
şeyi daha 7 Haziran sonrası Türkiye gördü. Demokrasiye sahip çıkmak
ve milettin iradesini doğru tecelli etmesini sağlamak içinde
demokrasi dışı bütün unsurlara karşı ciddi bir mücaleye girdi Ak
Parti.
KÜRTLER'E DEVLET KURMA UMUDU
VERİLİYOR
Bunda bir eksiklik yok mu? Şimdi şöyle bir algı
oluşturulmuş özellikle Kürt seçmen üzerinde masayı Tayyip Erdoğan
devirdi durup dururken, savaş başladı. Niye özellikle Kürtler
üzerinde bu algı yapışıp kaldı
kaldırılamıyor?
Bazen siyasal hadiselerde ki dünya siyasetinde de olur, çok haklı
olsanız da meseleyi anlatma zaafiyetiniz oluşabilir. Çok haklı
olsanız da bir zaafiyetle karşı karşıya kalabilirsiniz. Bu zafiyet
olmayabilir, karşı taraf öyle argümanlar ortaya koyar ki öyle
değerlendirmeler ortaya koyar ki buna mukabele etmekte
zorlanırsınız. Biz karşı tarafların argümanlarına haklı olduğumuz
halde mukabele edemedik problem o! Yani bu söyledikleri bir noktası
bunun alt yapısını oluşturmuşlar.
Öyle bir umut veriliyor mu?
Veriliyor, yani PKK terör örgütü böyle bir umut veriyor. Yani el
altından verdiği bütün umut bu! Ve bunun için uluslararası
karşılıklarım var diyor. Şimdi bütün bunları yaşamış Türkiye!
Önemli olan buna mukavemet göstermek. Türkiye buna uygun mukavemet
gösteriyor. Dünyada da bu olaylar olduğu için yani terör olayları
ama bu ülkede buna mukavemet gösterip göstermeyenler diye
ayrıldılar.
GEZİ DE BİR TACİZDİ 17-25
ARALIK'TA
Türkiye buna mukavemet gösterdi ve Türkiye sarsılmadı. Türkiye'ye
bir şekilde taciz olarak değdi. Mesela Gezi de bir tacizdi,
17-25 Aralık da bir tacizdi, 6-7 ekim de bir tacizdi. Bu son
olaylar da bir tacizdir ama Türkiye bu tacizleri taciz seviyesinde
bıraktı. Türkiye bu tacizlere çok dik durarak cevap verdi.
Buna da bir daha böyle bir iş içinde olmayın diye kararlığını
ortaya koyarak cevap verdi. Yani 7 haziran öncesi ve sonrasıyla
bizim dışımızda gelişen olaylar konusunda AK Parti ve Türkiye çok
iyi bir sınav vermiştir ve bu sınav öyle bir sonuç oluşturmuştur ki
bugün bu sınav çerçevesinde özellikle Avrupa Amerika ve
etrafımızdaki ülkelerden yaptığımız sınır dışı operasyonlardan tek
bir tenkit söz konusu değildir.
BÜYÜKELÇİ BİLE TÜRKİYE'YE AYAR VERİRDİ
Evet itiraz gelmedi yani..
Ama 90'lı yıllar öyle değildi. Bir büyük elçinin bile Türkiye'ye ayar vermeye çalıştığı yıllardır. Bu nerden sağlandı biliyor musunuz? Herkesin itiraz ettiği milli birlik ve kardeşlik sürecinden sağlandı. Çözüm sürecinden sağlandı. Türkiye çözüm sürecine, demokratik bir saikle demokratik ilerleme talebiyle, 2002'de başladığı bir güzergahdan dönmeme talebiyle sahip çıktı. Bütün dünya Türkiye' nin samimiyetine aynen Kıbrıs'ta Annan planında olduğu gibi samimiyetini gördü ve Türkiye'nin terörle mücadelesi hem kendi içinde zaten bir haklılık kazandı, hem de dünyada ciddi bir haklılık kazandı.
AYDIN DOĞAN TERÖRÜN
TÜREVİDİR
Aydın Doğan terörün bir türevidir.
Ne demek o yani?
Aydın Doğan terörün bir türevidir. Aydın Doğan, terörü koordine edenlerden yana tutum sergiliyor. Türkiye'de terörü ılımanlaştırmaya çalışıyorlar yani. Aydın Doğan ile uğraşmıyoruz ki biz terörle de uğraşıyoruz, Türkiye'nin ilerlemesi ile de uğraşıyoruz. Biz Türkiye nin dış dünya ile ilgili meselelerin tamamı ile uğraşıyoruz. Bir tek işimiz yok ki! Bizim bir çok işimiz var. Biz o bir çok işimizin arasında Türkiye' nin siklet merkezini değiştirmeye çalışanlara müsade etmiyoruz, etmemeye çalışıyoruz.
Eski alışkanlıklarıyla, Türkiye'yi yönetebilecekleri veya temsil ettikleri yerlerin yönettirmek istedikleri bir alana döndürmek istemiyoruz. Bu kadar basit. Onlar eski Türkiye de medyaların sermayeleriyle...
AYDIN DOĞAN İŞİNİN NAMUSLUSU
DEĞİL
Diyalog yolu seçilemez mi ? Bir ambargo var Doğan
Grubu'nun kanallarına çıkılmayacak, işte reklamlar verilemeyecek
vs. Diyalog yolu aranamaz mı?
Yani benim kendi kişisel kanaatim ben yıllardan beri Aydın
Doğan'ın televizyonlarına gazetelerine çıkmadım. Bu benim şahsi
kişisel tercihim, ama partimizin böyle bir tercihi var yok dönem
dönem çıkanlar oluyor dönem dönem çıkmayanlar oluyor.
Şu anda yasaklanmış!
Bu konuda herhangi bir değerlendirme yapmam doğru olmaz ama şunu
ifade etmek istiyorum, bu adam gazetecilik yapmıyor. Bu
adam televizyonculuk da yapmıyor. Bunun siyaset elbisesini giyinip,
siyasetin içerisine gelmesi gerekir. Aydın Doğan işinin namuslusu
bir adam değil.
Bu algıyı oluşturmaya çalışıyor kaç yıllardan beri! CHP'yi fırlatabildiği yer belli, yani HDP falan da onun işi değil. HDP'de bir üvertürdür yani, HDP de PKK da üvertürdür kullanılan birisidir.
Aydın Doğan bir merkez falan değil Aydın Doğan'la ilk kez bu işler olmuyor. 60 öncesinde Ulus gazetesi vardı, Akis dergisi vardı! Aynı hallerin içerisindeydiler, bugün yoklar ama.
ERDOĞAN'A OPERASYON
YAPILIYOR
Şimdi bu dil! Bu dilin korkuttuğuna yönelik bir takım
anketler yayınlandı. Gezici'ye siz ne kadar güvenirsiniz ama bir
anket yapılmış..
Doğan Medya Center de yapmışlardır. Hiç itibar etmem bozacı şıracı meselesi.
Ertuğrul Özkök şöyle bir şey demiş "Cumhurbaşkanına
hayran kaldım ama o beni korkutuyor" demiş. Dün bunu televizyonda
söyledi, bu günde işte bu Gezici'nin anketini referans alarak,
toplumun yüzde 25'nin Erdoğan'a hayran olduğu, yüzde 65'ninde
Erdoğan'dan korktuğu yazılmış..
Bozacı şıracı.. Bakın Sayın Cumhurbaşkanımız Türkiye'nin milli
gücüdür. Milli güç kavramı devletler için bir terminolojik bir
kavramdır ve Türkiye'nin mili gücüdür Erdoğan. Cumhurbaşkanımızı bu
milli güçten uzaklaştırmak ve etkisizleştirmek için operasyonlar
yapılıyor. Siz de takip ettiniz bu konuda operasyonlar sürüyor.
Gezi budur, 17 - 25 Aralık budur, 6 - 7 Ekim budur, onun dışında
kendi medyalarında oluşturdukları tablo budur. Hep budur yani!
HESAP BU!..
Bir şey daha söyleyeceğim, Erdoğan dediniz de... Bu
Kürt önderleri ile görüşüldü, yani önde gelen isimlerle görüştü
Erdoğan. Bu da eleştirildi. Tayyip beyin burdaki amacı, Ak Parti'ye
oy istemek mi yoksa bölgedeki bu gerginliği ortadan kaldırmak
mı?
Sayın Cumhurbaşkanımız 78 milyon herkesin cumhurbaşkanıdır ve
herkesin ortaya koyacağı düşünceyi dinleyip, Türkiye Cumhuriyeti
Devleti'nin bekası, milletimizin huzurunun sorumluluğunu, en iyi
noktaya getirmek onun temel görevidir. Cumhurbaşkanımızın temel
görevidir. Şunu ifade etmek gerekir ki çok isabetli bir görüşme
olmuştur... Güneydoğudan gelen muhtarlarla görüştü. Sivil toplum
örgütleriyle de görüşüyor, iş camiası ile de görüşüyor. Bütün
bunların hepsi olağandır ve normaldir. Yapılmak istenen şu rutini
durdurmak normali anormale çevirmek bunu yönetmek ve Türkiye'yi bir
mengene ile sıkıştırmak istiyorlar. Türkiye yi AK
partisizleştirmeye Orta Doğuyu da Türkiyesizleştirmeye
çalışıyorlar. Hesap bu!
KRİTİK BİR RAKAMLA TEK BAŞINA İKTİDAR
OLACAĞIZ
Peki anketi konuşmadık anketlerde ne görüyorsunuz bu
seçimde ne olur tahminlerinizi söyleyin. Trabzon ne olur Türkiye ne
olur?
Yani biz burada Trabzon'da milletvekili sayımızı artırmaya
çalışıyoruz. Milletimizin teveccühünü, hemşerilerimiz bizim
milletvekili sayısına artırma ihtiyacı duyduğumuz kadar, bize oy
vereceğine inanıyoruz böyle bir iddiamız var. Çok çalışıyoruz.
Türkiye'de ise yine milletimizin Ak Partiyi tek başına olan iktidarına inancı olduğuna düşünüyoruz. Bu dört ayda bu inancın daha fazla pekiştiğine inanıyoruz ve kritik bir rakamla tek başına iktidarı alabileceğimizi düşünüyorum.
Keşke 7 Haziran öncesi emekileri göz önüne alsaydık
asgari ücretlileri de gündeme getirseydik diye düşündünüz
mü?
Siyasetin keşkesi olmaz.
Peki eklemek istediğiniz bir şey var
mı?
Ben bu seçimlerde milletin ortaya koyacağı iradenin tecelli
edeceği, iradenin doğru bir yerde olacağını, 7 Haziran'da da
doğru olduğunu ve milletin değerlendirmelerinin bu bizim
konuştuklarımızın yazdıklarımın çizdiklerimizin okuduklarımızın
hepsinin bir özeti olup ortaya çıkacağını düşünüyorum. Millete
teslim olmak lazım, 1 Kasım millete teslimiyet günüdür.
ANKETLER TEZGAH
Bu arada HDP'nin oylarında bir düşüş var ve MHP'nin... Bir anket şirketi bugün CHP'yi yüzde 30 gösterdi.
O anketler tezgahtır. Orada yapmak istedikleri CHP oylarının yine HDP ye kanalize edebilmektir. Onların hepsi tezgahtır, şöyle yapıyorlar genelde iki üç sefer doğruya yaklaşan araştırmalar yapıyorlar. Araştırmanın doğruya yaklaşmaması kötü niyetle olur. Bir araştırma eğer doğruya yaklaşmıyorsa bu kurgu bir araştırmadır. Çok az yanılma ve hata payı vardır, çok kritik teknik yanlışlıklar yoksa ancak bu araştırma tamamen bir siyaset mühendisliğidir. Burda o siyaset mühendiği yapılabilecek kabiliyette olduklarını herkes biliyor.
SELAHATTİN DEMİRTAŞ TERÖR OLAYLARININ EYLECİSİDİR
Demirtaşı konuşmadık
Demirtaş üzerinde konuşmaya değmeyecek kadar sahici olmayan biri,
sahici değil.
Sahici değil diyorsunuz ama sahici görüldüğü için yüzde 13 büyük bir rakam!
O gün oluşturulan iklimin sonucudur.
Demirtaş için 1 Kasım ile 7 Haziran arsında bir değişim
olur mu? Yani 7 Haziran'da yapılanlar saz çalmalar o günden bu yana
seçimden sonra doğrusu bir de terör olaylarının
artması?
Yani Demirtaş terör olaylarının sözcüsüdür ve aynı zamanda
eylemcisidir. Yani terör sadece eline silah almakla yapılmıyor ki.
Terörün bir de iklimini oluşturmak var, ona sahip çıkmak var, ona
sahip çıkan ve o iklimi oluşturan o havayı teneffüs ettirmeye
çalışan ve Türkiye'yi kendi içerisinde zayıflatmaya çalışan bölmeye
çalışan bu konuda da doğrunun dışında söylem yapabilme kabiliyetine
sahip, yani yalan da demiyorum yani doğrunun dışında yalan demek
istiyorumda doğrunun dışında yalan söyleme kabiliyetine sahip bir
kişi. Yani bunu iyi bulmuşlar bir insanın yüz hatlarının yalan
söylerken ne hale gelebileceğini nasıl olabileceğini iyi bulmuşlar.
Hepsi o kadar yani çok fazla üzerinde konuşmaya değer bir durum
yok, söyle bana arkadaşını söyleyeyim sana kim olduğunu...
BEN BUNA
KAHROLUYORUM
Eskiden şehit haberi geldiğinde ortalık yerle bir olur
kıyamet kopardı. Bu özellikle Milliyetci cephede böyleydi ama şimdi
bir sürü şehit haberi geliyor, dün 5 tane bugün 3 tane... Benim
görüşüm Tayyip Erdoğan düşmalığı, PKK seviciliğini
artırmış...
O açıdan bakılabilir ama benim baktığım açı farklı! Özellikle
şunu söylemem gerekebilir. Bundan önce memlekete şehit haberleri
geldiğinde, bu uzun sürecek olan ve bitmeyecekmiş bir şeymiş gibi
görünüyordu. AK Parti'nin şöyle bir toplum tarafından kabulü var,
algısı demeyim kabulü var. Ak Parti başladığı bir işi bitirir ve
PKK işini bitireceği konusunda milletin AK Parti'ye olsun ya da
olmasın eminliği söz konusu ve bu konuda elindeki bütün imkanların
kullanılmasının Ak Parti tarafından gerçekleştirileceğini
biliyor.
Buna ait bir millet de sabır var. Bugün bu şehit haberlerine
yönelik yüreği dağlansa da sessiz kalması ve bu mücadeleyi
desteklemesi, bu Ak Parti'den beklenti ile doğru orantılıdır. Bu
işi bitir. Ben bunu görüyorum evlatlarıın toprağa girmesine içim
acıyor. Ben buna üzülüyorum kahroluyorum ama bu işi bitir. Bunu
böyle tercüme edip böyle okumak lazım.
Nereye kadar sabır?
Yani 1 Kasım seçimlerinden sonra Türkiye başka bir hatta geçer
terörle mücadele bu da milletin kararına bağlı. Bambaşka bir hatta
geçer.
Daha etkili?
Bambaşka bir hatta geçer.
Yani Ak Parti'nin tek başına iktiar olması
halinde?
Zaten o hatta geçmesine engellemeye çalışanlar bugün CHP yi
koalisyon ortağı olarak görmek isteyenlerdir. Terör örgütünün eş
başkanının sırtını ben sıvazlamadım, sırtını sıvazlayan
Kılıçdaroğlu. Ona teminat veriyor sen demokrasinin bir parçasısının
deyip, ona meşruluk sağlıyo. Oda diyor ki "evet ben demokrasinin
bir unsuruyum ama demokrasi benim için truva atıdır, can almak için
turava atıdır, devlet kurmak için truva atıdır. Türkiye den
intikamlarımızı almak için truva atıdır" bu da malesef CHP eliye
yaptırılıyor. Bu çok açık ve nettir. Türkiyenin en üzücü kaldığı
noktalardan bir tanesi budur.
Sistemi kuran parti sadece sistemi boğmuyor, sistemi kuran parti
aynı zamanda yanlış kurduğu sistem üzerinden Türkiye yi son hamle
ile boğmaya çalışıyor. Çünkü PKK mücadelesi eğer hangi sebepten
olursa olsun, akamete uğrarsa Türkiye bir daha başını kaldıramaz.
Türkiye bunun maliyetini yılar boyunca öder ve başını bir daha
kaldıramaz.
Peki bunun için en iyi çözüm yolu olarak da AK
PARTİ-MHP Koalisyonunu elzem görenlerin yaygın görüşü
var.
Sayın Bahçeli'nin hayır dilini döndürmeyeceği açıktır, bu olayı
tanımlayanlar Bahçeli'ye rolünü vermişlerdir.