Şeref Malkoç'tan çarpıcı Başkanlık iddiası: 20 vekil rahat...

HATİCE KÜBRA KOCAOĞLU
İNTERNETHABER

AK Parti bir ilke imza atarak Siyasi Erdem ve Etik Kurulu kurdu. Kurulun üyelerinden biri olan Şeref Malkoç'la hem kurulun görevlerini hem de AK Parti'nin bundan sonraki yol haritasını konuştuk. 

Yeni anayasa için "Temennim yeni anayasanın bu Meclis tarafından 26. dönemde yapılması. Ama daha gerçekçi olursak böyle bir umut şimdilik görünmüyor" diyen Malkoç, Başkanlık Sistemi'nin referanduma götürülmesi içinse "Meclis'te AK Parti'ye destek verecek bir 20 kişi rahat bulunur" ifadesini kullandı. 

Leyla Zana'ya yemin törenindeki tavrından dolayı tepki gösteren Şeref Malkoç, " Türkiye'de çok şey değişti, değişmeyen Leyla Zana'nın kafasıdır" yorumunda bulundu.

AK PARTİ MİLLETİN MESAJINI İYİ OKUDU

- 7 Haziran seçimlerinin ardından AK Parti'nin 1 Kasım'da yakaladığı başarıyı neye bağlıyorsunuz?

Türkiye'de ard arda 4 seçim kazanmak kolay bir şey değil. Üstelik bir de bunu yüzde 50 ile kazanmak fevkalede önemli. AK Parti bunu başarmıştır. Tabi bunda 7 Haziran seçimlerinde milletin verdiği mesajı AK Parti'nin iyi okumasının etkisi olmuştur. Neticede bu Allah'ın verdiği lütufdur. Milletin kendi geleceğine sahip çıkmasıdır.

MUHALEFET DE SEÇİM SONUCUNDAN MEMNUN

1 Kasım seçimleri şunu göstermiştir ki bu millet feraset sahibi, dirayetli bir millet, ufkunu, kapasitesini sandığa yansıtan bir millettir. CHP'li, MHP'li arkadaşlar dahil herkes 1 Kasım seçim sonuçlarından memnundur ve Türkiye'nin geleceğine daha büyük umutla bakmaktadır. Siyasi çekişmeler olabilir ama Türkiye'nin geleceği hepsinin üzerindedir. Bu noktada AK Parti büyük sorumluluk üstlenmiştir.

- MHP'nin oyları büyük oranda düştü. Neden memnun olsunlar?

Hiçbir CHP ya da MHP milletvekili Türkiye'de asayişin bozulmasını, huzursuzluğu ya da hükümetsizliği istemez. Bir hükümet kurulmuştur, ondan dolayı memnundur. Siyasi pozisyonlar belli olmuştur. AK Parti'nin iktidarına sevinmeyebilirler ama Türkiye'nin hükümetsiz kalmamasına sevinmişlerdir.

AK PARTİ REFORMCU YAPISINA DEVAM EDECEK

- AK Parti'nin yeni dönemde yol haritası nedir?

7 Haziran mesajını iyi okuyan AK Parti yönetimi, 1 Kasım sonuçlarından sonra Türkiye'nin ihtiyacı olan şeyleri konuşmaya başladı. Nedir? Terörle sonuna kadar mücadele edilecek, kanunun tanımladığının dışında elinde ve belinde kimin silahı varsa bu silah alınacak. Türkiye huzur, istikrar ve güven istiyor. Diğer alanlarda hak ve özgürlüklerin önündeki bütün engeller kalkacak, üçüncü önemli bir alan da ekonomik hamlelerin başlaması. Türkiye'nin yeni bir kalkınma hamlesine ihtiyacı var. Ama bütün bunları taçlandıracak, önünü açacak olan hem sosyal alanda hem ekonomik alanda reformların yapılmasıdır. Yani AK Parti halkla irtibatını devam ettirecek, Türkiye'ye huzur ve güven telkin edecek işler yapacak ve reformcu yapısına devam edecek.

2023'TE TÜRKİYE DÜNYADA İLK 10'A GİRER

- Seçim sonrası AK Parti tarafından verilen mesajları nasıl değerlendirmek lazım?

Mesajlar güzel, bu mesajların uygulandığını da gördüğümüzde hem 2019 hem de 2023'ü rahat aşar. Arzu ettiği hedeflere de kolay ulaşır. Burada millet üzerine düşen görevi yapmıştır, bütün yetki, görev, sorumluluk AK Parti'nin kadrolarındadır. AK Parti'nin bünyesinde bu işi yapabilecek ufuk ve kapasitede çok insan var. Bunlar uyum içinde çalışırlarsa 2023'te Türkiye dünyada ilk 10 ülke arasına girer. Bunun için AK Parti'nin tek rakibi görünüyor o da kendisi. Kendisini aştığında daha güzel şeyler olacaktır.

ETİK KURULU TOPLUMUN BEKLENTİSİ

- AK Parti ilk kez bir Siyasi Erdem ve Etik Kurulu kurdu. Siz de bu kurulun bir üyesisiniz. Böyle bir kurula neden ihtiyaç duyuldu?

Uzun dönem iktidarlar ister istemez partileri yorar. Partilerin içerisinde de farklı yorumlar yapılabilir. AK Parti, Türkiye tarihinde ard arda 4 seçim kazanmış bir partidir. AK Parti'nin reformcu yanının yansımasıdır, Siyasi Erdem ve Etik Kurulu. Yani illaki kötü şeyler oldu da ihtiyaç duyuldu anlamında değil. Hem Türkiye'nin önünü açmak, hem de AK Parti'nin 2019 ve 2023'te seçim kazanması için reformcu kimliğini biraz daha önde tutması gerekiyor. Türkiye'de ilk defa bir siyasi parti, bir Siyasi Erdem ve Etik Kurulu kurdu. Tüzükte tanımlanmış, biz henüz göreve başlamadığımız için çok bir şey söylemek istemiyorum. Ama dediğim Türkiye'nin, siyasi partilerin ihtiyacı olan ve toplumun beklentisi olan yansımalardan birisidir bu kurul. İnşallah hayırlı olur. Temennimiz diğer siyasi partilerin de bu tür siyasi kurullar kurmaları yönünde.

ETİK KURULU'NUN GÖREVLERİ

- Siyasi Erdem ve Etik Kurulu ne yapacak, nasıl bir sistemle çalışacak?

12 Eylül 2015'te AK Parti kongresini yaptı ve tüzük değişikliği oldu. Bu tüzük değişikliğinde 4 tane görev verilmiş Siyasi Erdem ve Etik Kurulu'na. Bunlardan bir tanesi partinin kurucu değer ve ilkelerinin partinin bütün kademelerinde yayılması ve benimsenmesi konusunda eğitimde bulunmak.

Partinin kurucu değerlerine ve ilkelerine, partinin herhangi bir üyesinin aykırı davranması halinde müracat üzerine ya da resen bununla ilgili işlem yapmak.

Partinin genel siyaset ve söyleminin partinin kurucu değerler ilkerine uygun gidip gitmediği konusunda Başakan'a rapor vermek. Bu manada Türkiye'deki kurum ve kuruluşlarla Türkiye'deki gelişmeyi temin etmek. Bunlar tüzükte tanımlanmış ama pratikte neye tekabul edecek, bunu hep birlikte göreceğiz.

YENİ ANAYASA İÇİN UMUT GÖRÜNMÜYOR

- Seçimden sonra en çok konuşulan iki konu yeni anayasa ve Başkanlık sistemi oldu. Hükümet kurulduğunda yeni anayasa için kolları sıvayacak diyebilir miyiz?

Türkiye'de yüzde 90'ın isteği yeni anayasa. "Hadi gelin yapalım" deyince

"nasıl olacak, nasıl yapılacak?" deniyor. Tereddüt buradan çıkıyor. Toplumun bu kadar yüksek talebi varken, siyasi partilere düşen bu talebe karşılık verilmesidir. AK Parti bunun öncülüğünü yapacak. Diğer siyasi partiler buna uyum sağlarsa problem yok. Ama sağlamazsa referanduma taşıyacak değişiklikler gelecektir. Şu anda bütün muhafelet kendi içindeki sorunlarla uğraşacaktır. Yeni anayasa deyince ister istemez o partilerin içindeki sorunlara taraflar olacaktır. Temennim yeni anayasanın bu Meclis tarafından 26. dönemde yapılması. Ama daha gerçekçi olursak böyle bir umut şimdilik görünmüyor. Bunun yerine ne olacaktır? Anayasanın yeniden parça parça ele alınması. AK Parti yeni anayasa paketini hazırlayacak, bununla ilgili olarak, hangi partiyle, hangi konuda anlaşabilirse bölüm bölüm referanduma giderek yapabilir bunu.

BAŞKANLIK İÇİN 20 VEKİL BULUNUR

- Peki Başkanlık sistemi?

Bu toplumun bir ihtiyacı. Rahmetli Özal, uzun bir devlet tecrübesinden sonra, parlamenter sistemle geldi ama dedi ki : "Türkiye bununla gitmiyor. Başkanlık sistemi olması lazım". Aynı şeyi Demirel de gördü, aynı şeyi Erbakan Hoca da gördü. Şimdi de Cumhurbaşkanımız aynı şeyi söylüyor. Şimdi problem şu; İlkelerden veya ihtiyaçlardan hareket edilmiyor. "Kim ne söyledi?, O söylediyse benim karşı çıkmam lazım" mantığı işliyor. Kişiler üzerinden, Sayın Cumhurbaşkanımız üzerinden bunun yürütülmesi doğru bir şey değil. Zannediliyor ki Sayın Cumhurbaşkanımız kendisi için istiyor bunu. Zaten seçimle gelen bir insan. Ama Türkiye'nin yeni anayasası ihtiyaçtır ve Başkanlık sistemi daha faydalı olacaktır.

- Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başkanlık için yakın zamanda muhalefete referandum çağrısını yineledi ve "bırakalım kararı millet versin" dedi. Muhalefetten referandum konusunda destek gelir mi?

Anayasada yapılacak olan köklü değişikliklerin mutlaka referanduma gitmesi gerekiyor. 1982 Anayasası'nın üzerinden 35 yıl geçti. Türkiye 35 yıldır yeni anayasayı tartışıyor. Yeterince tartıştık şimdi yapmaya sıra geldi. İnşallah muhalefet partileri bu konuda destek olur. Ama destek olmasa da bu konuda Meclis'te AK Parti'ye destek verecek bir 20 kişi rahat bulunur.

YEMİNLE ŞOV OLMAZ

- Leyla Zana'nın yemin törenindeki tavrı tartışmalara neden oldu. Siz hukuki ve siyasi açıdan nasıl karşıladınız?

Yemin töreni siyasi şov faaliyeti değildir. Şekli bir törendir. Metni okumadan önce veya sonra başka şeyler söyleyebilirsin, bu anlayışla karşılanır. Fakat yemin metnini bozacak olan şeyler söyleyince bu olmaz. Hem hukuk ahlakının hem de o törenin dışına çıkar. Nitekim Leyla Zana'dan başka yemin metninin önünde ya da sonunda farklı dillerde farklı şeyler söyleyenler oldu. Ama yemin metnini bozmaya kalktığında bu başka bir şeydir. Bunun neticesinde sadece siyasi değil aynı zamanda hukukidir. Üzüldüğüm şey şu Leyla Zana'nın bunca tecrübesine rağmen, 20 yıl öncesine hatta 25 yıl öncesini tekrar etmeye kalkması sadece kendisi için değil, partisi ve Türkiye için de zarardır.

Umut ediyorum, Leyla Zana epey tebrübe sahibi bir siyasetçi olarak bu yanlışını düzeltecektir. Hangi mesajı vermek istiyorsan çık küsüden, televizyondan ver, basın toplantısında ver ama yeminde şov olmaz. Bazı şeylerde kavga etmenin anlamı yok, yemin üzerine kavga olmaz.

LEYLA ZANA'NIN KAFASI DEĞİŞMEMİŞ

- Leyla Zana "onca yıl hiçbir şey değişmemiş" diye sitem etti. Bunda haklılık payı yok muydu?

Değişmeyen Leyla Zana'nın kendisidir. Şunu çok iyi biliyor. 10-20 yıl önce millet Güneydoğu'da nefes alamıyordu. Türkiye'de çok değişti. Leyla Zana'nın kafası değişmemiş.