Gülen o mektubu isteyerek yazmamış!
Abone olCemaate yakınlığıyla bilinen Bugün Gazetesi Ankara Temsilcisi Adem Yavuz Arslan gündemi İnternethaber'e değerlendirdi
NESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER-ANKARA
Cemaat, Ergenekon ve Balyoz davalarının
yeniden görülmesine nasıl bakıyor?
Kendine yönelik bir operasyon bekliyor mu?
Fethullah Gülen mektubu neden Cumhurbaşkanı'na yazdı?
Gülen'in mektubu bir barış çağrısı mıydı?
Bundan sonra cemaat-hükumet arasında neler yaşanacak?
Fethullah Gülen'in yerine kim geçecek?
Bugün Gazetesi Ankara Temsilcisi Adem
Yavuz Arslan bu soruların yanıtını verdi...
Ergenekon ve Balyoz davalarının yeniden görülmesi gündemde,
siz bunu çok eleştirenlerden birisiniz, neden?
ORDUYA KUMPAS DOĞU PERİNÇEK
SÖYLEMİ
"Ergenekon ve Balyoz davası ile ilgili sorun hukuki eksikliklerden
kaynaklansaydı, soruşturmanın eksik yapıldığı ile ilgili olsaydı,
ya da adil yargılamayla ilgili şüpheler olduğu ile ilgili bir sorun
olsaydı ve bu dile getirilerek yeniden yargılama talep edilseydi bu
anlaşılabilirdi."
"Yeniden yargılama bizde net olarak bellidir. CMK 311. Davanın
seyrini değiştirebilecek yeni bir delil ortaya çıkarsa yeniden
yargılama yapılabilir. Şu an da sadece Yalçın Akdoğan'ın kumpas
ifadesi var. Yeni bir delil ortaya çıkmadı, yeni bir tanıklık yok
ve bugüne kadar Ergenekonu savunan, Ergenekonu en önemli icraatı
olarak anlatan, bu davayı meydanlarda seçim malzemesi olarak
kullanan iktidar, 17 Aralık'ta yolsulzuk operasyonu başladıktan
sonra orduya kumpası farketti. "Orduya kumpas" Doğu Perinçek'in
söylemi. AK Parti'deki bu değişim çok düşündürücü. Dün
söylediklerini nereye koyacağız, bugün söylediklerini nereye
koyacağız."
AK PARTİ SİYASETEN KENDİNİ İNKAR
ETTİ
"Bütün delilleri yok sayıp, bir anda bütün davalar hukuksuzdur derseniz, bu ciddi anlamda bir siyasi krizi doğurur ve bu krizin içinden çıkmak da mümkün değil. Bir kere AK Parti siyaseten kendini inkar etti. İkincisi, orduya kumpas kuruldu diyorlar, orduya kumpas kurulurken siz neredeydiniz ve neden göz yumdunuz, bu kumpas nedir sorularıyla karşılaştıklarında ne yapacaklar. Yarın mahkeme "gel bize tanıklık yap" dediğinde Yalçın Akdoğan gidip ortaya nasıl bir kumpas delili koyacak ben şahsen merak ediyorum. Açıkçası iktidar açısından çok talihsiz bir durum. Yolsuzluk tartışmalarını gündemden düşürmek için üretilen bir senaryo ciddi anlamda siyasi bir krizi beraberinde getirecek."
Nasıl bir kriz?
BAŞBAKAN ERGENEKON DAVSININ AVUKATLIĞINA DOĞRU
GİDİYOR
"İktidar açısından bir söylem ve tutarlılık krizi var. Başbakan
Erdoğan'ın bugüne kadar ki en temel iddiası çizgisinde zikzak
olmamasıydı. Bu ciddi bir kırılma. Düne kadar muhalefeti
Ergenekon'un üyesi olmakla, avukatı olmakla suçladı, bugün aynı
şeyi iktidar yapıyor. Bu söylemler, o zamn muhalefet haklıydı
noktasına gider. Bu söylem devam ederse Başbakan da Ergenekon
davasının avukatılığına doğru gidiyor diyebiliriz."
KUMPAS İFADESİ BİLİNÇLİ SÖYLENMEDİYSE ÇOK
CİDDİ BİR GAFTIR
"İktidar hep "yeni bir Türkiye inşa ediyoruz" diyor ama bu hareket eski Türkiye'nin ortaklarıyla ittifaka doğru gidiyor. Bu çok büyük bir siyasi çelişkidir. Yeniden yargılamayı nasıl yapacaksınız konusunda hukuki bir açmaz var. 40 bin davayı tekrar görmek gerekecek, eğer Metin Feyzioğlu'nun projesini onaylarsanız. Kanadoğlu'nu düne kadar eleştiren iktidar onun projesine şimdi sahip çıkıyor, Kanadoğlu af çıkmasından yana. Af çıktığı zaman, hukukun evrensel ilkesidir, şu kişi etkilenmesin, bu kişi etkilensin diyemezsiniz. Böyle bir kapı açılırsa Öcalan da mı çıkacak, Karayılan'a meclis yolumu açılacak diye başka bir tartışma daha doğar."
"Velev ki yeniden yargılamayı başlattınız, cezaevlerini tamamen
boşaltmanız ve o kişileri tutuksuz yargılamanız lazım. Eski Dev-Sol
davaları gibi 20-30 yıl sürecek davalara dönüşecek ve içinden
çıkılmaz bir hale gelecek. Hem siyasi anlamda hem de hukuken bir
kriz geliyor. Kumpas ifadesi çok bilinçli söylenmediyse ciddi bir
gaftır."
Siz twitter'da bir soru sordunuz, hükumet her şeyi yakıp
yıkıyor sakladığı ne var diye, ne var sizce?
TÜRKİYE'DE EMNİYET DİYE BİR ŞEY
KALMADI
"Bugün İzmir'de bir yolsulzuk soruşturması başladı. Hükumet geçen hafta atadığı emniyet müdürlerini bugün görevden aldı. Tekamül etmiş soruşturma var, elde deililler var, takip sonuçları var, bilgiler, belgeler var. Türkiye'nin muhtelif yerlerinde yolsulzuk iddiaları, kayırmalar, rüşvetler konuşuluyor. Eğer bu soruşturma sadece İstanbul'la ilgili olsaydı, İstanbul Emniyeti'ni dağıttınız ve bitti. Ama siz Türkiye'nin her yerindeki emniyetçileri, özellikle kaçakçılık organize, mali şube, terör ve istihbarat, teknik takip birimlerini tümden görevden alıyorsanız bu olacaklar için ön almadır. Çünkü başka bir izahı yok. Tamam, yasal olabilir ama görevden alınan herkes yürütmeyi durdurma talebiyle mahkemeye gitti. Muhtemelen 1,5-2 ay içerisinde bunların tamamı görevlerine iade olacak, ondan sonra büyük bir kaos daha çıkacak."
"Şu anda hükumet farkında değil ama şöyle bir gerçeklik var. Emniyetle bu kadar çok oynadılar, bir kaç ay sonra tekrar sokaklar mafyaya ve terör örgütlerine kalacak. Çünkü emniyet şu anda şalteri indirdi. Emniyet diye bir şey kalmadı Türkiye'de, bütün birimler lağvedildi. Abartılı gelebilir ama emniyeti biraz yakından bilen herkes durumun vahim olduğunu biliyor."
Peki neden iktidar yolsuzluklukların üzerine gitmek
yerine gündem değiştiriyor?
SORUN YOLSUZLUĞA BALKIŞ
AÇISI
"Buradaki temel sorun, Türkiye'de yolsuzluğa nasıl bakıldığıyla
ilgili bir sorun. Bir işinizi yaptırmak için bir Bakanlığın vakfına
mutlaka bağış istiyorlar ve bakanlık bunu yolsuzluk olarak
görmüyor. Aslında bir çok noktada daha önceki iktşdarlar da aynı
şekilde, bunu yolsuzluk olarak görmüyor. Sistem bu şekilde kuruldu
diyorlar. Bugün iş dünyası da dahil olmak üzere bir çok insan bu
olayı normal karşılar. "
AK PARTİ ÖYLE DÜŞÜNMÜYOR AMA BU BİR
YOLSUZLUKTUR
"Mesela kutularda evlerde çıkan para için, "imam hatip
lisesi yaptıracaktık" dedi banka müdürü. Adam onu
yolsuzluk olarak görmüyor. İş adamından alına para olarak, bağış
olarak bakıyor. Ama bağışlar öyle yapılmaz. Türkiye'de zaten
bağışlar vergiden düşüyor. Neden gizli kapaklı bağış yapılır ki,
bunu yapmanızı gerektiren bir durum yok ki, devlet zaten bağış yap
ben sana vergiden düşeceğim diyor. AK Parti'de buna böyle bakıyor,
bunun yolsuzluk olduğunu düşünmüyor ama bu bir yolsuzluktur."
RESMİN BÜTÜNÜNDE SİYASET VE İŞ DÜNYASI
EKSİKTİ
"Türkiye 2001'den beri bağırsaklarını temizliyor diye hep söyleniyor. Hatırlarsanız 2000'lerde itibaren Türkiye'de sokak çeteleri bitirildi. 2007'den itibaren Ergenekon ve Balyoz süreci ordudaki ve devletin bürokrasi yapısı içerisindeki illegal oluşumların bir hesaplaşması oldu ve Türkiye gerçekten bunları hukukla tanıştırdı. Bugüne kadar darbe yapan kimse yargılanmıyordu. Çünkü asker de o kadar rahattı ki, darbe yapmaya rutin bir iş olarak bakıyordu. Ergenekon'la birlşkte bütün bunalrın hesabı sorulmaya başlayınca, illegalite ne varsa, bunların hepsinin cezasını bu davalarda gördü."
"Resmin bütününde eksik olan, siyaset ve iş dünyasıydı. Çünkü,
suç örgütleri, siyaset, iş dünyasi, bürokrasi ve medya olmadan
ayakta kalamazlar. Bürokrasi ve asker kısmı Ergenekon ve Balyoz'la
tamamlandı. Ekisk olan siyaset ve iş dünyasıydı ve bugüne kadar hep
arınma süreçlerinin dışında kaldı. Ve nihayet bu son operasyonlarla
iş dünyası ve siyasetin de aslında bu arınma sürecinin dışında
olmadığını gösteriyor. Ben bu açıdan bu operasyonları çok
önemsiyorum. Eğer bu operasyonlar yarım kalmazsa bundan sonra
Türkiye'de hiç kimse kanunsuz bağış istemeyecek, rüşvet
isteyemeyecek, ihalede yolsuzluk yapamayacak. Çünkü insanlar
Başbakan'ın oğlunun bile alınmaya çalışıldığını görecekler. "
BU OPERASYONLAR TEMİZLENME
SÜRECİDİR
"Bu yüzden bu yolsulzuk operasyonlarına, komplo teorileriyei MOSSAD, Amerika, İsrail falan diye bakmamak lazım. Bu Türkiye'nin temizlenme sürecidir.Bu tenizlenme süreci çetelerle başladı, bu temizlikle asker, hukuk ve yargı camiası tanıştı. Şimdi de iş dünyası ve siyaset tanışıyor. Bu operasyonlardan geri dönüş olursa eski Türkiye'ye geri döneceğiz."
Fethullah Gülen'in mektubu bir sulh mektubu mu ve neden
Cumhurbaşkanı'na yazıldı?
GÜLEN'İN MEKTUBU YAZMAK İSTEMEDİĞİ ÇOK
AÇIK
"Fehmi Koru süreci yazdı, muhatapları, yani Fehmi Koru ve Alaattin Kaya'yı oraya gönderen Cumhurbaşkanı. Doalyısıyla mektubun Cumhurbaşkanı'na yazılması normal bir olay. Fethullah Gülen, Cumhurbaşkanı ve Başbakan arasında bir fitne oluşmaması için özellikle Başbakanın da mektup konusunda bilgilendirilmesi ve ona okutulmasını özellikle kayda geçiyor."
"Mektubu yazmak istemediği zaten çok açık. Fehmi Koru anlattı zaten, "yazılı olarak özellikle istedik" diye. Ben bu mektubu bir sulh arayışı ve pazarlık olarak yorumlamıyorum. Fethullah Gülen televizyonda söylediği şeyleri kağıda döküp hem cumhurbaşkanı'na hem Başbakan'a göndermiş. Ben oradaki üslubu da önemsiyorum: Hem siyasete hem de devlete verdiği mesajları tekrar ediyor, mektupta kavga havası yok."
Başbakan mektuba nasıl cevap verir, uzatılan bu eli
tutar mı?
BAŞBAKAN UZLAŞMA YÖNÜNDE SİNYAL
VERMİYOR
"Tutması memleket için faydalı olur. Çünkü bu cadı avı tarzı işler, inlerine gireceğiz söylemi, hepsini tasfiye edeceğiz söylemi çok yanlıştı. Başbakan bu söylemlerini sürdürürse bu ülke için hoş şeyler olmaz. Şu ana kadar ki açıklamaları bir uzlaşma yönünde sinyal vermiyor."
Bundan sonra ne olacak peki, bizi nasıl günler bekliyor,
olması beklenen bir operasyon var, sizde bekliyor musunuz?
GÖRÜNÜŞE GÖRE BİR OPERASYON
YAPILACAK
"Başbakan daha önce inlerine gireceğiz dedi. Bunları söyledikten sonra illa ki bir şeyler yapmak zorundalar. Bunları siyaseten söylediğiniz ve böyle bir şeyi yapacağınızı ilan ettikten sonra siyaseten bunların altını doldurmanız gerekir. Tabi bu sıkıntılı bir durum. Operasyon yapılacaksa ve elinizde tespit edilmiş bir suç unsuru varsa operasyon yapılabilir. Ama önce operasyon yapmaya karar verip sonra delil toplamaya başlarsanız bu hukuksuzluk olur. Şu an yapılan bu. İktidar önce bir operasyon yapmaya karar verdi ve şu an bununla ilgili malzeme topluyor, operasyon yapılması sürpriz olmaz."
"Görünüşe göre bir operasyon yapacaklar ama bu yanlış üstüne yanlış olur. Yolsuzluğu kapatmakla yanlış yapıldı, yargıya müdahale ile yanlış yapıldı, emniyeti dağıtmakla yanlış yapıldı. Bunun üzerine hükumet bir de hayali bir örgüt oluşturup, bir sivil toplum örgütünden bir cunta çıkartır ve bunu da yargıya taşıyıp, ilgisiz suçlamalarla insanları o torbaya atarsa Türkiye tarihindeki talihsiz işlerden biri olur."
Yapabilir mi?
AK PARTİNİN ALNINDA LEKE OLARAK
KALIR
"İktidarın elinde bunu yapabilecek güç var. Şu anda AK Parti çok güçlü, emniyetinden yargısına her yeri kendine göre dizayn ediyor, böyle bir operasyon yapabilir. Ama ben, AK Parti böyle bir operasyonu yaparsa, böyle bir operasyon AK Parti'nin alnında bir leke olarak kalır. Çünkü, AK Parti de biliyor ki söylediklerinin karşılğı yok."
Fethullah Gülen'in yerine geçecek isimler konuşuluyor,
Fethullah Gülen giderse yerine biri gelir m?
GÜLEN'DEN SONRA BİR İSTİŞARE HEYETİ DEVAM EDER
"Gülen hareketi bir tarikat değil, bir cemaat değil. Bu hareket
bir gönüllük hareketidir, hareketin içerisinde gayrimüslimler bile
var. Fethullah Gülen manevi lider. Bu harekette önemli olan
Fethullah Gülen'den sonra koltuğa kimin geçeceği değildir. O
ilkeler belirlenmiştir. Gülen'den sonra bir istişare heyetinin o
yapıyı devam ettireceğini düşünüyorum. Bu harekette kimin lider
olacağı sorusu anlamsız bir soru. Bu yapı kendini besleyen bir yapı
çünkü. Medyadaki senaryolar tamamen asılsız."
twitter.com/nsrnylmz