Derinden gelen bir ses 'Ars Longa'

Abone ol

2005 yılında Myspace ile müzik camiasına giriş yapan Ars Longa, yakında zamanda ikinci albümleri 'Hayalet Radyo'yu, müzikseverlerle buluşturacak. Albüm çıkmadan önce internethaber.com'un sorularını yanıtlayan Ars Longa, Türkiye'nin sayılı ekiplerinden biri.

Bakmayın siz onların adını yeni duyduğunuza. Aslında oldukça eski bir geçmişleri var. Müzik paylaşım mecrası Myspace üzerinden, zemin bir kitle edinen Ars Longa, günümüzden bugüne müzikte varoldular. Dinleyicilerinin 'Mini mini, minnoş' olarak değerlendirdiği (Belki de sadece biz öyle nitelendiriyoruzdur.) Ars Longa, ikinci albüm 'Hayalet Radyo' öncesi, bizlerle ufak bir söyleşi gerçekleştirdi. Yolları uzun ve açık olsun!

Röportaj; Songül Soysal Tasarım; Bahar Benzet

-2005’den beri Ars Longa nasıl evrildi, neler değişti?

Sinan: 2006’de Berat ile ben kurduk grubu. Eser ve Eray arkadaşlarımız davul ve gitar çalıyordu grupta. O dönemler Myspace tam bir devrimdi. Çünkü insanlara müziğini dinletmek için artık plak şirketine gerek duyulmuyordu şarkını kaydedip, Myspace konulabiliyordu. Biz de ilk ‘Yarın Yarın’ şarkımızı Ali Ece’nin stüdyosunda kaydettik ve Ali Ece’nin yaptığı toplama bir albüm yayınlandı. Aynı zamanlarda 3 şarkı daha kaydettik bir tanesi Merve Matemde'ydi. O zamanlar bizim için çok büyük bir şeydi  'Ooo bizi 50 kişi dinlemiş.' diye seviniyorduk, hala daha öyle aslında.

Uygar: O zamanlar ben grupta değildim ama hatırladığım kadarıyla Ars Longa çok dinleniyordu.

Sinan: Sakin’de o zamanlar Myspace’de popülerdi. Oradan bir tanışıklığımız oldu ve siz iyi olursunuz beraber diyerekten beraber konser vermeye başladık. 1-2 sene böyle geçti. Hep albüm yapacağız diye demoları kaydediyorduk. Bu albüme girmez dediklerimizi de Myspace’ye koyuyorduk öyle bir kitle oluşturduk. Konserlerden sonra hadi albüme giriyoruz diye toplandığımızda çok istediğimiz gibi gitmedi. Grup için kimse vakit ayıramıyordu çünkü askere gitmek isteyen vardı, işe giden vardı, okula giden vardı bu grup bir şekilde tutunamadı ve bu 4 kişi birbirinden koptu. Ben ondan sonra 2009 senesinde İTÜ Müzik İleri Araştırmalar Merkezi'ne girdim. Ses mühendisliği okumaya ve orada tanıştığım arkadaşlarımla tekrardan grup oluşumuna girdik. Yora’yı duymuşsunuzdur, Myspace’de popülerlerdi. Yora’da o zamanlar albümünü yeni yapmıştı. Akif yurtdışına gidiyordu, Uygar’ı daha önceden de tanıyorum, iyi bir gitarist olduğunu bildiğim için Uygar’ı davet ettim. MİAM’dan 3 arkadaş Ozan, Tufan, Çağlar’la birlikte bir ekip oluşturduk. Bu 5 kişi 2 sene filan devam etti hatta ‘Günler’in ilk albüm kaydını bu ekip yaptı. Sonra bu kayıtardan memnun olmayınca bu ekipte dağıldı. Günler’i en sonunda Umut Gökçen prodüktörlüğünde ben, bir kaç şarkıda Uygar, davullarda Can Güngör vardı. 2013’de çalışmalara başlanıp, 2015’de yayınladı şarkımız. 2006’dan 2015 kadar neredeyse bir 10 sene böyle devam etti. 'Albüm yapacağız, albümü hazırlamalıyız, grubu oturtalım.' telaşıyla geçti. Ama grubu toparlama olmadı. Böylelikle grup olmadan ilk albümü yayınladık. Daha sonra olan bitenleri de Uygar anlatsın.

Uygar: Daha sonra’ya geçmeden şunu söyleyim; ‘Günler’ albümü tamamen aslında, Ars Longa’nın ilk dönemini de kapsayan bir albüm oldu. Bütün o 10 senenin bir külliyatıydı. Tabi ki yeni şarkılarda vardı. Ondan sonra ki süreçte albümü yayınladıktan sonra yeni bir grup oluşumumuz oldu. Nihal, Tufan, Sinan ve ben (Uygar) olarak başladık. Berat’da askerden yeni dönmüştü o dönemler. Tufan, Can Güngör’le çalmaya başlayınca tekrardan Berat’ı davet ettik. Bu süreçte bu grup devam etti 2 sene boyunca bu dörtlü çaldı. Bu 2 senenin sonunda da albüm kararı verdik, hadi artık girişelim diye. Hayalet Radyo’yu yayınlamaya aşamasındayız şu sıra. 2. albümün sürecinde grup müziği olarak oluşturduk. Şuan ki şarkıları kaydedenler de (yayınladığımız single hariç) bu ekibin icra ettiği şarkılar arada bize Tuğba Gördes (klavye) dahil oldu. Sürecin devamında Nihal ile yollarımız ayrıldı. Davul’da Mehmet Kemal Ülkenciler eşlik ediyor artık bize. Albüm kayıtlarında single çalışmamız hariç Nihal eşlik etti bize.

Sinan: Gizem, Almanya’ya gitti. Soner, müziği bıraktı evlendi.

-Sürekli değişim müziğinizi büyüttü mü?

Uygar: Ben büyüttüğünü düşünüyorum.

Sinan: Büyüttü mü bilemem ama değiştirdiği kesin. Ben genelde şarkıları yazarken, düzenlemeleri düşünürken gruptaki kişileri de düşünerek oturtmaya çalışıyorum. Bu yüzden grupta başkalarının çalması demek, benim ona göre bişeyleri düşünüp oturtmam demek.

Uygar: 2. albüme başladığımızda bu albümü yapacağımız dediğimizde Sinan’a prodüktörlük yetkisi verdik bi taraftanda prodüktör olarak yaklaştı.

Sinan: Vermediler de, ben aldım. İkna ettim.

-Bu şarkıyı biz mi yaptık ya dediğiniz şarkınız var mı?

Sinan: 'Deniz Kabuğu' çok gurur duymadığım bir şarkı.

Uygar: Ben çok fazla hem fikir değilim, bence güzel bir şarkı ama istatisliğe baktığımızda en az dinlenen şarkımız.

-Hangi şarkılarınızla ön plana çıktınız?

Ceviz Renk Sandıklar, Yüreğim İmparotor, Beyaz Kale, Gerçek Aşk Bekler.

-Ars Longa’nun anlamını soranlar…?

Sinan: Bir şekilde grubun içindeki yaşadığı hikayeyi de anlatan bir isim oldu bizim için. Neden bu kadar uzun sürdü albüm kaydı diye sorulduğunda ‘İşte Ars Longa’ diye cevap verdiğimiz de oldu. (Gülüşmeler) Ars Longa, 'Sanat uzun, hayat kısa' demek. Berat’la ismi ilk koyduğumuzda, biz kaybolup gittikten sonra sanatımız yaşayacak diye düşünüyorduk ki böyle bir anlamı da var. Ama bir yandan da sanat çok zor bişeydir, sizin kısa ömrünüz sanatı muhteşemleştirmeye ve tamamlamaya yetmeyecektir diye anlamı da var.

Uygar: Her taraftan dolduruyor grubun ismini.

Sinan: Bu ülke klişelerine girmek istemiyorum ama ilgi gösterip, merak edip soranlar bizim için bir onur kaynağı bu yüzden herkese anlayışlı davranmaya çalışıyoruz.

-Dinleyici kitlenizi şekillendirmek elinizde olsaydı nasıl bir profil çizerdiniz?

Uygar: Bizi anlayan ve hisseden insanların var olmasını isterdim ki, nitekim öyle de oluyor zaten.

Sinan: Yaş profili olarak düşünürsek 9 - 24 yaş arası hedef kitle olmasını isterdim fakat yetişkinlere hitap eden bir müziğimiz var bu yüzden birlikte büyüyoruz.

-Keşke hiç albüm çıkarmasalar düşüncesi…?

Uygar: Sadece benim olsun, başkası dinlemesin sahiplenme duygusunu anlayabiliyorum. Fakat bir grup daha fazla açılabiliyorsa paylaşılması gerektiğini düşünüyorum. İnsanlar da ‘Bu grup daha fazla dinlenirse bozulur’ algısı var ama bizim açımızdan böyle bişey hiç bir zaman gerçekleşmeyecek. Ben mesela ‘Benim müziğimi anlamak isteyenlere hitap edeyim’ kafası yaş ilerledikçe değişiyor ve işin başka boyutları da giriyor işin içine. Bu yüzden biraz daha büyüyüp, üretme ihtiyacı oluyor. Başka insanlara da ulaşma, başka insanlarında seni sahiplenmesini sağlamak bence olumlu bişey.

-Mesela Sakin çıkış yaptığı dönem albüm çıkardı. Eğer sizde albüm çıkarabilseydiniz grubun evrimi nasıl olurdu?

Sinan: Sakin ile şöyle bir farkımız var. Biz daha yeni çıkıyorduk, Sakin ise 8-9 senedir üreten bir gruptu. Artık albüm çıkarma zamanı gelmişti ve çok da başarılı bir albümdü. Biz o dönem albüm çıkarabilseydik döneme ait şarkılar olurdu bence daha doğru olurdu. Grubun 2 sene önceki hali neyse ona dair bir çalışma sunması, daha üretken, daha çok yayınlayan bir grup olmamızı tercih ederdik, geldiğimiz yer bambaşka bi yerde olabilirdi elektronik müzik yapıyor olabilirdik belki. Yapabileceğimizin en iyisini yapalım elimizdeki zayıfları eleyelim, güçlü şarkılarla albümü oluşturalım yaklaşımına girdik. İlk zamanlar albüm çıkartsaydık daha aktif olurduk diye düşünüyorum.

Uygar: Biraz dışardan biri gibi yorum yapacağım çünkü ben o dönem Ars Longa’da değildim. Benim düşüncem; kendi içinde büyümek değilde, dinleyiciye sunarak değişim ve büyüme olabilirdi. Böyle bir durumda belki ben grupta bile olmazdım.

Sinan: Evet, albüm çıkartsaydık eğer ve albüm bir başarıya ulaşsaydı o dönem çalıştığımız kişilerle yollarımızı ayırmayı düşünmezdik. Çünkü para ve ilgi müzisyenleri motive eden bir şey.

-Sizin dönemlerinizden kalan tüm gruplar dağıldı, sizin bir grup kafasında kalmanız albümün bu kadar geç geldiğinden ötürü olabilir mi?

Sinan: Evet. Mesela şuan umutsuz bir duruma girdiğimde bırakma gibi bişeyim söz konusu olamaz. Çünkü daha hiç bir şey yapmadık ama 15 sene geçip, 7-8 tane albüm çıkartmış olsaydık dağılabilirdi.

-Konser anıları….

Sinan: Bir şarkının trafiğinde bir karmaşa oldu (yine iyi bitirdik) ama Berat çok memnun kalmadı elindeki suyu üzerime döktüğünü hatırlıyorum. Herkes alkışlarken bir anda gururum incindi ve hiçbir şey demeden eve gitmiştim.

Uygar: Ben Yora ile çalarken daha Ars Longa’ya girmemiştim. Biz çaldık yukarıya çıkıp aşağıya indiğimizde bir dinleyicimiz sahnede vokal yapıyordu 'Gözyaşı Şişesi'ni söylüyordu. Göz göze geldiğimizde ‘biz nerdeyiz, bunu hala neden sürdürüyoruz’ diye birbirimize baka kalmıştık.

-En baba sanatçılar….?

Sinan: Tarihteki en büyük, baba diyemem ama Uygar’la ikimiz yaptığımız için röportajı Jaga Jazzist diyebiliriz. İkimizin özelinde müzikal anlamda yüksek bir grup. Ars Longa’ya ilham veren bir diğer grup ise Led Zeppelin diyebiliriz.

-Ars Longa ile ilgili önümüzdeki günlerde bizi bekleyen projeler var mıdır?

Albüm hazırlıklarını başladık. Aslında 2017’de albümü bitirdik demo kayıtlarını. Albüm kayıdı için daha kaliteli bir stüdyo’ya girdik ondan sonra uzadı süreç. Bu sonbahar’da albümümüz çıkacak şuan miksaj aşamasında.

-Ars Longa’nın müziğini indie olarak tanımlayabilir miyiz?

Evet. Plak şirketlerinin ülkede olup biten, şimdi bu satıyor, şarkıya klarnet koyalım gibi söylemleri karşısında bağımsız davranıyoruz. Sadece kendi estetik ve etik yaklaşımımız bizi yönlendiriyor.

Eski kayıtları tekrardan repartuara ekleme düşüncemiz var. Hiç yayınlanmamış 10-15 şarkımız var elimizde belki toplama albüm koyabiliriz.

-Sony müzik şirketi ile neden anlaşmazlık oldu?

Geçtiğimiz Mayıs ayında ilk başta Yüreğim İmparator şarkısı üzerinden anlaşma yapmıştık. Albüm’de Sony müzik şirketinden çıkacaktı albüm hazırlıklarıyla uğraşırken bitmeye yakın bir süreçte Sony projeyi iptal etmek istedi. Bu yüzden kendimiz çıkartıcaz.

-Sinan kelime oyununa katıldı mı?

Sinan: Kelime Oyunu'na katılmadım. Fakat Selçuk Yöntem’in sunduğu Büyük Risk yarışmasına katılmıştım.

-Tuğba Gördes’in Boğaziçi Caz Korosundan Ars Longa’ya geçişi nasıl oldu?

Sinan: Boğaziçi Caz Korosu'nun konserinde gördüm ilk Tuğba’yı. Konser sonrası tanışmayla gruba dahil oldu. Tuğba’nın havası, aurası etkliyor beni bu yüzden çok mutluyuz.

Diğer grup üyelerimizden de bahsetmek gerekirse; Nihal albüm kayıtları sonrası Finlandiya’ya gitmek zorunda kaldı bizimde bir davulcuya ihtiyacımız vardı. 1 senedir Nihal ile beraber çalıştığımız stüdyo’da yan oda da sürekli davul sınavlarına hazırlanan Memo’da (Mehmet Kemal Ülkenciler) vardı. 18 yaşını doldurunca Memo’yu da aramıza aldık. Hep birlikte üretmekten ve paylaşmaktan mutluyuz.

-Ars Longa’ya nerelerden ulaşılabilir?

Dinleyicilerin Instagram üzerinden ulaşmalarını tercih ederiz. Dinlemek için, Spotify, iTunes gibi müzik mecralarından dinleyebilirler. Ayrıca Uygar’ın Ortaköy’de dükkanı (Boğaziçi Koleksiyonu) var. Orada ilk albümümüzün baskısı var.

Günün Önemli Haberleri