Allah'a Güvenmiyoruz...

Yılbaşı geldiğinden dolayı ciddi manada heyecan duyanlar var dimi?

Heyecandan yerinde duramayan planlar ve programlar yapanlar var.

Materyalistlerin ağına düşmüş bir toplum halindeyiz.

Yılbaşı deyince akla ilk gelen toplumun delice alışveriş yapması, zaten noel dedenin de asıl anlatmak istediği maksat bu değil mi?

Alışveriş yap ve mutlu ol ve akşam eğlen!

Ama garip olan durum, alışveriş yapılan mağazaya girdiğinde sorsan Müslüman bir patron ve Müslüman müşteri ile karşılaşırsın.

Allah’ın varlığını hissetmiyoruz, sadece varlığını ve tek’liğini biliyor ama güvenmiyor, inanmıyoruz.

Müslüman bir toplum olarak mutlak manada Allah’a inansak ve güvensek Hristiyanlar gibi yaşamaya çalışmayız dimi?

Sosyal medya da bir söz görmüştüm çok hoşuma gitti; “namaz kılan Hristiyan bulamazsınız ama namaz kılmayan çok Müslüman bulursunuz..”

Tamda yılbaşı heyecanı yaşayan toplumumuz için değil mi?

Rabbimizi tanımadığımız için Müslümanız demekle yetiniyor ahiret bilinci ile yaşamıyoruz.

Yarından itibaren sıklıkla göreceğiz; “yılın adamı, yılın annesi, yeni yılın ilk bebeği….

Yılın en iyi Müslüman genci nerede…?

Marksizm ve laiklik etkisinden dolayı, Müslüman genç anane olarak Hristiyan dünyasından çok uzak olmasına rağmen batı toplumu gibi yaşamaya başladı.

Piyango talihlisi çarşaf çarşaf haber yapılacak.

Dünya-ahiret dengesini kurabilen talihli Müslüman genç olabilecek miyiz?

Dünyayı yok sayarak ahirete çalışamayacağımız gibi ahireti de unutarak materyalizmin bataklığında bir ömür geçiremeyiz.

Unutmayalım ki gençler olarak batı gibi yaşamaya başladığımızda tepkilerimizde batılılaşacaktır.

Evet, bu dünyaya değer vermeliyiz.

Ahiretin kazanılma yeri olduğundan değerlidir bu dünya Müslümanlar için.

Yeni yıla geçmiş yılın dertleri, sıkıntıları, hayalleri ve olmasını istedikleri gerçekleşmediği için unutarak girmek isteyenler…

Geçmiş günahlarının tevbesini yapmayı unutanlar ve dahi bundan üzüntü duymayanlar…

Ne dünyanın kölesi olalım ne de Allah’a güvenmeyi ve ahireti unutmayalım.

Batının tek gayesinin dünya olması, eğlence, mutluluk, haz olması doğaldır. Çünkü kâfirdir, inanmıyordur.

Müslüman genç sende mi inanmıyorsun?

Oysa Allah’a inansak ve beraberinde güvensek hem günahlarımızdan dolayı tevbe ederiz.

Hem de sıkıntılarımızı, dertlerimizi ve olmasını hayal ettiklerimizi geçmiş yılda bırakmak yerine Allah’ın güveni altında bırakırız.

Ahirete doğru kapıdan girişi belirleyebilmenin yeridir dünya.

Yanlış kapıdan giriş için bu ısrar niye?

Vücudumuzda görevini yerine getirmeyen hücrelerin departmanı hastalanır.

Müslüman genç bir hücredir, görevini yerine getirmezse bulunduğu toplum hastalıklı olur.

Allah’ın varlığını bilmemiz yeterli değil, O’na güvenip inanmalıyız.

Materyalistlerin amacı bizi Allah’tan uzaklaştırmaktır. Emin olalım onlarda Allah’ın varlığının bilincindeler.

Rabbini tanıyan ve O’na güvenen kendisini O’nun önünde her an imtihanda olduğunun bilinci ile yaşar halde görür.

Biz gençler noel dedenin süslemeleri altında vaktimizi AVM’lerde geçirmeye başladık.

Eski bir Yunan Tarihçisi der ki; “Tarihte, kalesiz, okulsuz ve saraysız şehirler bulunmuştur ama mabetsiz şehirler asla bulunamamıştır.”

Materyalist mabet sistemi AVM’lerin en büyük cemaati biz gençler değil miyiz?

Hiç yoksa kâfirleri taklit etmiş olduğumuzdan dolayı haram ile yarınlarımızı süslemiş olmaz mıyız?

Yılbaşını sadece bir takvim üzerine takip ettiğimiz ömrümüz için kabre yaklaşma zamanı olarak bilmeliyiz.

Gelecek yılların meçhul olduğu geçmiş yılların daha fazla olduğu bir takvim bildirimi sadece.

Eceline biraz daha yaklaşan Müslüman gencin yılbaşı kutlaması Müslüman kafası olamaz.

Müslüman bu dünyayı bir ağacın altında gölgelendiğini kabul etmek zorundadır.

Yılbaşı ağacının altında kutlamalar bilsin ki ölüme bir adım daha yaklaşmanın kutlamasıdır.

Hadi ecelinize bir yıl daha yaklaştığınız için iyi seneler….