Al beyin kafana yerleştirirsin...
Arkadaş popomuzun rahatlığına bizim kadar düşkün bir millet yoktur sanırım. "Metro ne zamandan beri VIP servis sunuyor" diye de düşünmedim değil. Sesimi çıkarmadım sabır çekmeye devam dedim...
Tarih kokan o canım İstanbul'da ikamet eden vatandaşlardan
biriyim bende.
Ve işe gitmek için metronun sadece bir çikolata markası olmadığını
öğreten Ak Parti sayesinde, İstanbul'un en önemli ulaşım
ağlarından biri olan metroyu kullananlardan biriyim.
2 saatlik süren yolum aslında bıktırıcı bir yük gibi gözükse de her
bindiğimde bir kez daha penaltılara kalmış takımın son golüyle
şampiyonluğa yükselen takım edasıyla "İşte bu abi yaa"
demiyorum da değil hani...
Şimdi sizlere oturup metronun işleyişini saatlerini anlatıp
kafanızı şişirecek değilim...
Lakin bizzat birebir şahit olduğum olayları sizlerle
paylaşmam lazım ki neticeyi daha iyi görebilelim.
Metroda Haliç Köprüsü'nün üzerinde sallana sallana akarken o eşsiz
İstanbul'un silüeti karşısında 2 Suriyeli mink çocuk bindi. Perişan
haldeydiler.
Metronun o kalabalığında yer bulup oturabilmeyi başarabilmiş elinde
o ne idüğü belirsiz gazete parçası ile bir dahi fırladı
yerinden...
Başladı ağzına geleni söylemeye:
"Sizde kabahat yok sizi buraya alan şerefsizde... O
şerefsiz yok mu ooo az kaldı ona da..."
Şerefsiz dediğin kişinin emekleriyle yapılan araçta oturup kısa
sürede gidecek olduğun yere gideceksin hemde seni oraya oturtanı
şerefsiz belleyeceksin..
Doğru belli ki hatlar karışmış seni yanlış yere oturtmuşlar
kardeşim...
O an o adamı Haliç'in serin sularına devirmek geldi içimden.
Yapamadım.
Haliç'te eski Haliç değil ki o temiz hali fazla gelir ona
dedim.
Tabi Kübra bu metro maceraları biter mi hiç bitmez.
Yapıştırır başından geçen bir olayı daha...
Her sabah gide gide biraz daha tecrübe kazanmış ve sonunda bende
oturmayı başarabilmiştim. Oturmaz olaydım. Yanıma bir insan
oturur sandım ama odun!
Yok yok bildiğin öküz düşüverdi...
Yanında bir bayan mı oturuyor umurunda olmayan bu zat
bacaklarını acaba metroda ne kadar açabilirim diye Guinness
Rekorlar Kitabına girmeyi kafaya koymuş olmalı ki neredeyse cama
fotokopim çıkacaktı.
Döndüm uyardım güzellikle düzgün oturmasını gerektiğini dile
getirdim.
Aldığım cevabı tahmin ediyorsunuzdur belki de...
Demez mi "ben böyle rahat ediyorum" diye...
Arkadaş popomuzun rahatlığına bizim kadar düşkün bir millet
yoktur sanırım.
"Metro ne zamandan beri VIP servis sunuyor" diye
de düşünmedim değil.
Sesimi çıkarmadım sabır çekmeye devam dedim...
Derken az önce rahatına düşkün olan bu milli öküzümüz karşısındaki vatandaş ile sohbete başlıyor.
"Ya bu Ak Parti bu metroyu yapmayı beceremedi" diyor.
Aşırı zekanın 3 gramlık beyinde kısa devre yapışına şahidiz Ya Rab...
Az önce rahatlığına düşkün olan, yanında bir bayan varken biraz
daha dikkat etmesi gerekirken bu projeyi ona verseler bir halt
yapamayacak olan bu vatandaş şekül şükül yapıyor...
Şimdi geçenlerde tv ekranına geçmiş godoman amcamız doktora da
yapmış bakın burası çok önemli.
Çünkü doktora yaptığı için Ak Parti'ye oy verenlerin beynini
inceleyecekmiş.
Yetkisi varmış. Noter tasdiklilidir Allah bilir belki de...
Allah aşkına şu örneklerde belirttiğim kişilerle aynı zihniyette
olan bu ihtiyar amcamız neden kendi içinde ki sebilerin beynini
incelemek yerine benim, senin veya sizlerin beynini inceleme hevesi
içine giriyor?
Yoksa kendi kafataslarında bakılacak bir beyinleri olmadığı için
mi?
Hadi kalın sağlıcakla...