BIST 9.092
DOLAR 32,38
EURO 35,05
ALTIN 2.326,53

Ağız kokusu ve evde diş beyazlatma

Önceki yazımda gelen yorumlar "genellikle dişhekimine gideceksek tabii ki beyazlar. İş ki kendimiz beyazlatacak pratik önerilerde bulunun."  şeklinde. Yorumcu arkadaşların bir kısmı da kendi kendine yapılacak işlemler hakkında bilgier vermişler. Beni de aydınlattıkları için onlara teşekkür borçluyum.

Bir arkadaşımız sofra tuzu ile ovalamayı önermiş. Sofra tuzu ya da karbonat-sirke karışımı aşındırıcı özelliğe sahip olduğu için evet lekeleri temizleyebilir.  Fakat aynı aşındırma özelliğinden dolayı diş minesini de çizeceği için orta vadede daha çok leke tutmasına sebep olacaktır. Önemli olan anlık başarılar değil, uzun süreli çözümlerdir.

Ayrıca dişe beyaz rengini veren dişin mine dokusudur. Aşındırıcı materyallerle leke ile beraber dişminesini de aşıdıracağınız için dişin kendi beyazlığını da azaltmış olursunuz.

Diğer bir arkadaşımız sabırla misvak ile ovalayın demiş. O sabrı doğru diş fıçalamaya gösterseniz dişleriniz zaten renklenmez.


Cevizin yeşil kabuğu, çilekle dişleri ovalama gibi yöntemleri deneyebilirsiniz.
Faydasını görenler varmış. En azından zararlı yöntemler değiller. Deneyebilirsiniz.


Ayrıca tüm bu yöntemler dişin üzerindeki lekeyi alarak beyazlatma üzerine. Halbuki biz dişin içten gelen rengini açmak üzerine de bilgiler vermiştik. Bu durumda dişi ne ile ovarsanız ovun rengi açılmaz. Çünkü doğal rengi koyu renktir. Bleaching denen bu işlemi bilmeyen ve bilmediği için yaptırmayan pekçok kişi olduğunu biliyoruz.(Dişin rengini bir saatte birkaç ton açabilen bu tekniği önceki yazımızda açıklamıştık.)

 

Dişhekimine giderek yaptırdığınız ve dişin kendi rengine gelmesine yardımcı olan diş parlatma işlemi mesleğimizde detartraj ve polisaj adıyla 2 kademede yapılır. Detartraj dediğimiz işlem aslında bir tedavi yöntemidir. Polisaj ise üzerindeki lekelerin temizlenmesi ve parlatılması işlemidir.

 

Bu yöntemin faydalarını anlatmadan önce pekçok kişinin mağdur olduğu ve hakkında sorular sorduğu önemli bir problemden bahsedelim:

AĞIZ KOKUSU

Şimdi bazı arkadaşlar şunu soracaklardır "ağız kokusunu kendimiz uygulayacağımız yöntemlerle giderebilir miyiz? Evet giderebiliriz. Fakat sadece çok ileri düzeye kadar ilerlememiş problemlerde önleyebiliriz. Mesela henüz dişeti iltahabı olmamış besin birikintilerinde bu birikintileri uzaklaştırarak çözüm  sağlanabilir.

Fakat,

1-Ağız içerisinde diş çürüğü

2-Dişetlerinde veya ağız mukozasında iltahap

3-Diş kökünde iltahap


Gibi dişhekimi müdahalesi olmadan tedavi edilemeyecek problemlerde mutlaka hekiminize müracaat etmeniz gerekir. Aksi taktirde kokuyu yok etmeniz mümkün değildir. Bu durumlarda başka bir koku ile ağız kokusunu bastırmaya çalışmak çok terlemiş ve günlerdir yıkanmamış bir kişinin deodorant ile kokusunu bastırmak istemesine benzer.

 

Eğer yukarıda saydığım etkenlerden birisi yoksa ve sizin ağzınızda koku varsa o zaman yapmanız gereken işlemler şunlardır:


1-Fonksiyonel bir diş fırçası kullanarak diş yüzeylerindeki birikintileri en iyi şekilde uzaklaştırın.


2-En iyi diş fırçası ile bile dişlerin ara yüzeyine giremezsiniz. Dişeti iltahaplarının ve diş çürüklerinin dolayısı ile ağız kokusunun önemli bir bölümü bu bölgelerdeki birikintilerden oluşur. Dişarası yüzeyleri diş ipi ve ya diş arası fırçaları ile temizlemelisiniz. Böylece en önemli koku odaklarını yok edersiniz.


3-Diğer önemli koku odakları pürüzlü bir yüzey olan dil ve damak yüzeyleridir. Bu bölgeler de iyi bir şekilde temizlenmelidir. Günümüzde dil ve damağı temizlemek için özel fırça tasarımları yapılmakta dil temizleme aparatları imal edilmektedir.

 

Bu temizlik işlemlerinde kullanılacak iyi k alite diş macunları ve gargaralar da ağıza taze bir nefes vermesi açısından faydalı olacaktır.


Eğer diş ve dişetlerinizde problem yoksa ve sizde çok iyi bakmanıza rağmen koku varsa o zaman problemi ağız dışında aramak gerekebilir.

Bademcik iltahabı, akciğer problemleri, Mide de refü ve  bazı böbrek rahatsızlıkları da kokuya sebep olabilirler. Ağrı gibi koku da bir erken teşhis aracı olabilir.

Biliyorsunuz artık tıp hastalıktan değil, teşhisi gecikmiş hastalıktan korkuyor. Lütfen doktrorunuza danışmaktan korkmayın.

Unutmayın, en değerli hazine sağlıktır.