BIST 9.722
DOLAR 32,53
EURO 34,79
ALTIN 2.425,98

2018’in güzellikler getirmesi dileğiyle…

Gelecek yılın, geride bırakmak üzere olduğumuz yıldan daha güzel olması dileğiyle başlamak isterim...

Gelecek yılın, geride bırakmak üzere olduğumuz yıldan daha güzel olması dileğiyle başlamak isterim.

Bu sefer Yılbaşı Ağacı ile ilgili bir araştırma yaptım. Araştırmamın özetini hemen aktarıyorum.

Yılbaşında, eve çam ağacı alma ve onu süsleme ritüeli ilk olarak Almanlar tarafından yapılmış. Yani âdetin kökeninin Almanya olduğu ileri sürülüyor. Almanların “cennet ağacı” adını verdikleri ve üzerini elmalarla donattıkları bu ağaç, ilk zamanlar köknar ağacıymış.

15. yüzyıldan sonra bu ağaçlara sadece meyve değil, ekmek ve bisküvi gibi yiyeceklerde asılmaya başlanmış. Âdetin Avrupa’ya yayılmasından sonra göçmenler tarafından Amerika’ya taşınmış.

İlk zamanlar kutlamaların zamanı değişikliğe uğramış ve son olarak yıldönümlerinde karar kılınmış.

Günümüzde yeni yıla girerken yapılan kutlamalarda kullanılan çam ağaçları, tüm dünyada kutlamaların bir simgesi haline gelmiştir.

Uygarlığın ve teknolojinin ilerlemesiyle çam ağaçları üzerindeki mumların yerini, günümüzde olduğu gibi renkli ampuller ve süsler almıştır. Ayrıca artık göreceli olarak ağaçların kıymeti de bilinmeye başlanmıştır. Öyle ki, bir günlük eğlence için çam ağaçları kesilmiyor, plastik taklitleri kullanılıyor.

Yılbaşı kutlamalarının dini bakımdan bir özelliği yoktur. Dünyanın Güneş etrafındaki bir turunu tamamladığı coğrafi bir konumdur sadece.

Yeni yılda daha önemli şeylerle uğraşıp, daha başarılı olmak dileğiyle.

***

Tarımsal sorunları aşmak için…

Tarımsal sorunları aşmak için yapılması gerekenlere daha önceki yazılarımda birkaç kez değinmiştim. Bu sefer konuyu tekrar açmamın sebebi ise; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Eşref Fakıbaba’nın et ithalatı ile ilgili açıklamalarıdır.

Sudan'ın Türkiye'ye 4 dolara et satma teklifini değerlendiren Fakıbaba, ''Üç dolara alırsınız, yarın 5 olur, 8 olur. Benim özellikle üretici kardeşlerimi küstürmemem lazım" dedi.

Bu açıklama son derece güzel ve doğru bir açıklamadır. Sayın Bakana teşekkür ediyorum. Çünkü bu açıklamadan, bundan sonra atılacak adımların daha güzel olacağı sonucunu çıkarmak mümkün. Bizim ithalatı azaltıp, üretime daha çok ağırlık vermemiz lazım.

Hayvancılık alanında atılacak önemli adımlarla ülkemiz adına son derece olumlu sonuçlar alabiliriz. Şüphesiz ki üretim için yapılan çalışmalar bir - iki yıl içerisinde sonuç vermeyebilir. Çünkü orta vadeli planlardır. Lakin geleceği inşa etme adına yapılması gereken şey kesinlikle üretimdir.

Ekstansif (İlkel) uygulamaların yerini, İntansif (modern) uygulamalar almalıdır. Yani iklim ve çevre koşullarından fazla etkilenmeyen üretim tarzları benimsenmelidir. Daha doğrusu bunun için çalışmalar yapılmalı ve adımlar atılmalıdır.

Islah edilmiş hayvan türleri kullanılmalıdır. Yani bir hayvandan alınan verim oranı artırılmalıdır. Süt verimiyle ilgili Holstein inekleri güzel bir örnektir. Günde yaklaşık olarak 80 – 85 kilo süt veren bu inekler ıslah edilmiş türlerdir mesela. Aynı şey et üretimi için de geçerlidir.

Ayrıca hastalıklarla mücadele konusunda üreticiler bilinçlendirilmelidir. Reaktif değil proaktif yaklaşım benimsenmelidir. Yani hayvan hasta olduktan sonra antibiyotik tedavisi yapmak yerine, hayvanın hasta olmaması için uygun koşullar hayvana sağlanmalıdır.

Bunlar gibi çok zor olmayan tedbirler alıp, istikrarlı bir şekilde uygulamak suretiyle üretimi emin adımlarla artırmak mümkündür.

***

Dilek ve temenniler…

- Kadın cinayetlerinin olmadığı,

- Ülkenin geleceği olan çocuklarımızın el üstünde tutulduğu,

- Hoşgörünün ve empatinin arttığı bir yıl olması dileğiyle...

Sağlıcakla kalın…